Çilek kız, her günkü gezilerinden birine çıkmıştı lüks arabasıyla. ‘Evlenme vakti ne zaman gelecek? ’ diyorlardı onun için, ama o oralı bile değildi.
Dolaşırken, o araba hiç de balkabağı olmuyordu, çünkü o külkedisinin aksine çok zengin doğmuştu.
Bir gün arabası masal şehrin kırmızı ışıkalrında durunca, bir oğlan yaklaştı ve ona çiçek sundu. Şöyle bir konuşma geçti aralarında:
-Kimsin sen?
-Hiçkimseyim, şu an. Çiçekçiydim 5 dk. önce ama bu çiçekleri size satmaya getirmedim,
hediye etmeye getirdim.
Teşekkür ederek aldı Çilek Kız. Onu gönül yumağına sardı.
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Güzel bir anlatım. Paylaşımınız için teşekkürler, saygılar.
Tebrikler. Çok hoş,çok anlamlı. Ellerinize sağlık.
Münir ÜSKÜDAR
Kalemin daim ola kardeş.Her ne yazarsan sana yakışıyor.
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta