Çilek kız, her günkü gezilerinden birine çıkmıştı lüks arabasıyla. ‘Evlenme vakti ne zaman gelecek? ’ diyorlardı onun için, ama o oralı bile değildi.
Dolaşırken, o araba hiç de balkabağı olmuyordu, çünkü o külkedisinin aksine çok zengin doğmuştu.
Bir gün arabası masal şehrin kırmızı ışıkalrında durunca, bir oğlan yaklaştı ve ona çiçek sundu. Şöyle bir konuşma geçti aralarında:
-Kimsin sen?
-Hiçkimseyim, şu an. Çiçekçiydim 5 dk. önce ama bu çiçekleri size satmaya getirmedim,
hediye etmeye getirdim.
Teşekkür ederek aldı Çilek Kız. Onu gönül yumağına sardı.
Kara gözlüm bu ayrılık yetişir,
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Devamını Oku
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Güzel bir anlatım. Paylaşımınız için teşekkürler, saygılar.
Tebrikler. Çok hoş,çok anlamlı. Ellerinize sağlık.
Münir ÜSKÜDAR
Kalemin daim ola kardeş.Her ne yazarsan sana yakışıyor.
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta