Bu yalan dünyaya gelmeden henüz
Annemdi bir vakit tek sığınağım
Süt verip doyurdu gece ve gündüz
Ne zaman kurusa dilim damağım
Baba ocağında açtım gözümü
Anadan babadan aldım özümü
Koparmadan daha bir dal üzümü
Hazan yelleriyle kurudu bağım
Bana matem oldu, ellere düğün
Acı lokma yedim günde üç öğün
Kirmende ipliğe dönerken ömrüm
Düğüm düğüm oldu her bir yumağım
Duvar ördüm çit'i yıkmak isterken
Masmavi bir göğe bakmak isterken
Çağlayanlar gibi akmak isterken
Kar yağdı, buz kesti elim ayağım
Ne hayaller kurdum, ne düşler gördüm
Sinemde birikti sustukça derdim
Kendimi kaybettim, kendime erdim
Anladım! bir çölden daha kurağım
Kimi gün kuş olup uçtum semada
Kimi gün bir balık oldum deryada
Kurtlar gibi çıkıp bir yüce dağda
Müjdesini verdim bir kutlu çağın
Yol uzadı ben gittikçe, yoruldum
Ne kimseye küstüm ne de darıldım
Yandıkça ateşe kor'a sarıldım
Demirci tavıydı en son durağım
Yaşadım; şekilden şekile girip
Kendimi avlayıp, kendimi vurup
Bir dergahta kırk yıl dizimi kırıp
Talebe olmakmış benim felağım
Kürşat Sungur
Kayıt Tarihi : 18.11.2022 16:59:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Teşekkür ederim. Eksik olmayın
TÜM YORUMLAR (1)