Selam ettim ve dedim ki;
Hissim kırgın, ne olsa geçer gönlümün küsü
Barışık hallerimiz saf bir çocuk öyküsü
Küskünlüklerimiz bir el, sıkar göğsümüzü
Affetmek için bizi, bekler ölümümüzü
Aldı selamı ve dedi ki;
Diyeyim sana bir zamandır gördüğüm düşü
Evveldendir kibar bir gönüle üşümüşüm
Bir hasret ki, bir sevda, sanki huşu gülüşü
Lisan-ı hâl ile serin duhada yüzüşü
Dedim ki;
Lakin bu halin bir karşısı var bir yancısı
Benlikte inleyen her lahza ölüm sancısı
Gırtlakran çeneye uzanan kıvrık kancası
Ona göre yalnız biz yolcu, kendi hancısı
Dedi ki;
Varsa gönülde bir parça maneviyat aşısı
Kişi önce köz kabuklu yarasını kaşısın
Lâkin dersin ki ben doğruyum, asıl şaşısın
Kibir abidesi! Bir ananın göz yaşısın
Dedim ki;
Kalemin en kıvrak, aklın en ürkek yerinde
Histen doğma kemiklerin yumuşak dokusu
Hülyayla değiverince tenine serinden
Kimine temennadır, kimine misk kokusu
Dedi ki;
Bu hal ki müspet ile menfînin ilk kıstası
Çanak çömlek gibi şimdilerde us tası
Akıl ki ayakta tutan yetinin ustası
Dersem eğer ona "ahmak inançlı, sustasın"
Dedim ki;
Fışkırır ruhu mücerret gibi kıt hiçinden
Üstüne dökülen yağmur ki haşin sicimden
Dindirse dağdağasını bir hazin biçimde
Lâkin bir umut kelamı gelmez mi içimden
Dedi ki;
Gökte dönen kızıl kıymıklı, yırtıcı gece
İnsanın umudu, aşı, hırçın birkaç hece
Konuşunca bedenler, katî suskunluk dilce
Bir yanda fakir gömleği, öbürü sevecen
Dedim ki;
Gafil, kuru kellesinde bir tarih perdesi
Daim eser, kokusu her yerde, sen ner'desin
Hissin huşu ve vecd ile inişi çıkışı
Zaman toprağında bir fikrin yankılanışı
Dedi ki;
Şimdi aklımın burnunda bir fikir kokusu
Aciz gönlü kaplayan sade zikir korkusu
Bir zamandır hâlim, insanın akîl sorgusu
Bir ah etti kendine; din'len akıl, yorgunsun
Dedim ki;
Bu mevzu sükut içinde, münzevi, derinde
Bağ ki pamuk ipliği, koptu ince yerinden
Ah, bir yol olsan, dil, gelirim bir saf gerinden
Akl'et, fikir, yeşeren çocuğa ne derim ben
Dedi ki;
Etrafta güdük dolaşan zikir hamalları
Ah, yok mu şu bizleri hep ayrı sanmaları
Kel kafasında şırıngalı ter damlaları
Bir kafada hiç mi yanmaz fikir lambaları
Dedim ki;
Koca zan, hak kelamı diye fikir denizi
Kupkuru kellem alelade zikir semizi
Ne idik de biz ne öldük, hele bir de bizi
Ölsek yeğ, yaşadığımız hakbatıl denizi
Dedi ki;
Gölge, üstümüzde sahte fikrin zifir ışığı
Tahakkümle haktan söz eder fikir âşığı
Gönül kırbaçlı, dolu düzgün zikir kaşığı
Topal us, bir ayağım çukurda, kir aşığım
Dedim ki;
Dilde Suzinak makamı sanki fakir aşkı
Dimağımdan şerham şerham sarkan fikir şaşkın
Akıl, us, kuru kelle, gönül bağı, ben kaçkın
Kendimle çiğnendim, kendimden bir menzil aşkın
Dedi ki;
Dilimin ucuna kondu mavi kanatlı kuş
Haber getirdi fikirden, dik yokuş dağ olmuş
Üstünde yeten renkli haleler bir bir solmuş
Gelmiş his, gitmiş zamanın raksında kaybolmuş
Dedim ki;
Künhümün utangaç izi olmuşken izhar
Gözde puslu perdeler var, gönüldendir zahir
Açsam ağzımı, ses kelam olsa, etsem ihbar
Şunu söyledik: "Ne yapsak uçta, var bir ahir!"
Dedi ki;
Sen ey beni kurutan ses, hangi iklimdesin
Bir an ölümüm kucağında, bir fikrimdesin
Sen sevda nakışı, dokuduğum kilimdesin
Bir an göğsü yararsın ve bir an dilimdesin
Dedim ki;
Zamanın kırgın aksinde öfkemi seyrettim
Günün kızgın ışığıyla gölgemi seyrelttim
Boynumda bir yalan diye gönlümü eylettim
Yaftası yansıdı yüzüme, korktum, hayrettim
Dedi ki;
Bu, zamanda bir doğumun kanlı ıkınması
Korkunun gönülden huşu ile yıkanması
Acz kulağına fikir adının okunması
Sevda diline his ilmeğinin dokunması
Dedim ki;
Kellem saf ölüm dolu, kara örtük bir tabut
Bazen kaşıması bile zûl, bazen sıcak kaput
Bazen serkeş, bazen korkak, ikircikli yahut
Beni bıraktım, fikir ağlıyor ondan, sus, avut
Dedi ki;
Bir fikir ki gönül örsümün his çilesi
Yüzümde bir kir ki hırsız zamanın hilesi
Asıl fakir ki ussuzluğun yağsız bilyesi
Asıl, fikir ki hisse susuzluğun zil sesi
Dedim ki;
Bir zaman, ölümlerle bulanık bir güzdü
Kelamımda kendimize mağlubiyet hüznü
Bu his ki gözlerimden mahcubiyeti süzdü
Kuru kellem geçmişin zifir kanında yüzdü
Dedi ki;
Hisse giden yol boylu boyunca salt fikirli,
Acz, fakirin fikir yolu, boy boy kayalık
Bu kavî yolun sonunda bir şemdan dikili,
Titrek ışıklı, beyaz çiçekli bir ayvalık
Dedim ki;
Olursa şayet güruhun fikir inceliği
Erir ise şayet avamın zikir çeliği
Bu hal ki, korkulu havasın kükrek rüyası
Bu hal ki, zonklayan beyinin sümük foyası
Dedi ki;
Aciz ak'l değince sonsuzluk bezeli güce
His idrakle müddei, fik'r alelade yüce
Sorar, nasıl layık oldum böyle bir övünce
Fikre yalnız sanat kâr, ben ise şair cüce
Dedim ki;
Gafilin gafleti huzurdadır demet demet
Saffette özü saklı, keramete alamet
Ömrün başı sonu bir işarete emanet
Hele soluklan pîrim, iki zincir kelam et
Dedi ki;
Nasıl kavuşurdum bir'iken saadetine
Kulak kesilince aczimin nedametine
Ansızın düş'tüm kesif fikir ibadetine
Hakka gönül değince erdim kemaletine
Kayıt Tarihi : 20.6.2022 12:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Benim çilem.
TÜM YORUMLAR (1)