sema boşaltan güneş damlaların peşinden
yürü kalemim adım at feza eşiğinden
nuruna kavuştuğun binbir girift bilmece
yeter sayıkladığın o ram üstadı ece
nazarıdır serveti boyun eğdiren hilal
sonra dünya güzeli aşk korundan bir celal
yapış dudaklarına durma neden çekindin?
hani bülbül şakıyan dudağından emindin?
hani nerde nazarın ölüm yakan bakışın?
kalplere çağlayarak susatarak akışın?
ateşiyle aşığı mecnun deli etmece
öyle sevdadır ki bu tenden ruhu emmece
hep sırtına yüklenir bir acizin arş mana
taşıyamaz manayı ah taşısa amenna
kader sancılı doğum kader maşuğa gebe
bir bilmece kainat mana ruha körebe
gel imrendiren madde maddeyi yok edecek
binbir çığlıklarıyla fezalar hatmedecek
potasına girecek çepeçevre kainat
eriyecek ruhuna imrendiren hakikat
endamıyla salınıp gözler alacak çile
o'dur Hakka ram eden kor şimşekli vesile
o sana kilitlenmiş sen ona sarılacak
sızılı yara çile ruhu har'a salacak
işte sevdalı maşuk işte çile son aşık
küsüpte gel hayata kelam vefa sarmaşık
nakşederek ruhumu bitir sonsuz uykumu
çilem alevle artık ölümsüz alev mumu
mesain doldu kamer bu şafak attı kalem
şafak çileye indi iğrenç kahreden gölgem
Kayıt Tarihi : 4.6.2011 16:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TEBRİKLER EFENDİM..
TÜM YORUMLAR (8)