Çıldırıyorum
Vurulmuş yaralı bir tarihin sancısı
Döşümde saplı kalan
Her geçen gün biraz daha kirleniyor evren
Ve biraz daha içten içe tükeniyor insan
Çöl söküğü savruluşlar
Geçmişin bütün yüzlerinde
İçimde kendimi yargılayan çocuk
Utangaç yüzüyle bakıyor
Yeni doğan bebenin gözlerine.
Ve ben. babandan devraldığım kadar
temiz bir dünya bırakamamanın
ezikliğinde yüreğim.
Çıldırıyorum.
Katran karası akşamlarda
Tutup ateşe attım
İçinde kaybolduğum duyguları
Ziftlenen bakışlarım
Kendinden içlenir diye yeni bakışlara
Damarlarımda kırbaçlanan arzular
Örseler ağrıyan yanlarımı.
Susmayı öğrendikçe insan
İman sınar köleleşmesini sinsice.
Ve kendine ihanet edercesine
Başlar kendi camında dağılmaya
insan yüzleri.
Geçmişte parlayan düşlerin
Uçurumlarında yitirdim sesimi
Bir gün çıka gelir başka adlarda
Haykırır ezilen sınıfımın kimliğini
Ve tarih elbette başaracaktır kendi devinimini.
Ağzımda ateşin uysal kan tadı
Çoktan söküp attın kökünden dilimi
Bakışlarımda ürkek bir tedirginlik.
İhmal çağında kalmış bilgiler
Çıldırı ya vardı.
Kendi yönsüzlüğüne sürükleniyor.
Salyangoz. kabuğuna sığdırılmış bedenim.
Arayışa kilitlenmiş bakışlar
Çoğaltırım yarınlara.
İçimdeki çarelerin
Durağan zamanlarındayım.
Her gün biraz daha kirleniyor dünya
Ve ellerimden kayıp gidiyor hayat
Hissediyor
Duyuyor
Görüyor
Gördükçe çıldırıyorum…..
Torunum Boran’ın hasta haneye yatırıldığında ona nasıl bir dünya bıraktığımı düşündüm ve gördüğüm bizlerin doğarken teslim aldığımız dünyadan daha kötüsünü cocuklarımıza bırakmamızın acılarını yansıttım bu şiir doğdu.
Abdullah OralKayıt Tarihi : 26.3.2006 15:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!