Erik ağacında, sallanır üzüm;
İzah getiremez, baştaki gözüm!
Kozunu istermiş, bostan sahibi;
Nedir bu hal, nedir, hakkın talibi?
Kerpiç dolu kazan, poyrazla kaynar;
Öyle bir kızgın ki, havsala donar!
Yüklü kırk katıra, tek kuşkanadı;
Hatta seksen katır… Beynim kanadı!
Bir sinek fırlattı, kartalı yere;
Dozunu da gördü… Sırra kim ere?
Hele Kafdağı’ndan, bir taş attılar;
Yüzünü sıyırdı… Masal sattılar!
Denizin koynundan, kavağa çıkmış;
Zift turşusu yemiş… Balık aşıkmış!
Bildiğimiz leylek, sıpa doğurmuş;
Bakın hele söze, neyle yoğurmuş?
Köre fısıldadı, sağır işitti;
Dilsiz de haykırdı… İdrak ekşitti!
Dinler şaşkın aklım, bizim Yunus’u;
Çözemez şu gönlüm, bizim Yunus’u!
Kayıt Tarihi : 3.9.2018 20:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!