ilk önce gözlüklerini güneşten korkan ve koruyan gözlüklerini çıkarttı
sonra eldivenlerini çıkarttı
kırmızı eldivenlerini
sonra da turuncu tokasını yere attı
saati kolunu acıtmıştı saati çıkarttı
gerçek şekil değiştiriyordu
devam etti soyunmaya
topukluları çıkarttı
çoraplarını kısa ve kara çoraplarını çıkarttı
üzerinde eski kokan bir mont vardı onu çıkartmadı çıkartamadı
karanlık geri geliyordu
uzun ve her yere uzanan kirpiklerini kalbiyle çıkarttı
gece renginde ruj sürmüştü onu gündüzün güneşiyle çıkarttı
gözlerini korkusuzca göğe fırlattı
gökyüzü ışıdı
gökyüzü gözlerinin rengini aldı
burnunu artık koku alamayan burnunu adını bilmediği bir kitabın üzerine koydu
yanaklarını şairler için yüzünden ayırmadı
gerçek karanlık daha yeni başlıyordu
dünya boştu hiç olmadığı kadar boştu
düşlerini çıkarttı üzerime koydu
dudaklarını araladı konuştu konuştu ama duyulmadı
dedim ya dünya boştu
dünyayı doldurmaya yeltendi
dünyayı maviyle doldurmaya yeltendi başaramadı
nasıl başarsın dünya onu hiç umursamadı
saçlarını belki sarı belki mavi saçlarını sakladı karanlığa
karanlık saçlarıyla oyalandı
kulaklarını cennetin kapısına dayadı
dayanamadı bedenini de çıkarttı
Kayıt Tarihi : 3.5.2011 05:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!