Baharı karşılarken heyecanla
Hüzünlere hicranlara gark olduk
Gün doğdu dedik kızıllaşan tanla
Bir anda karanlık ruhsuz bark olduk
Gülyüzlümüz sevincimiz canımız
Yad ellerde saatler, geri geri vuruyor
Hicranım nişan gibi, ta göğsümde duruyor
Yaprak oldum ilk önce, rüzgarlarla savruldum
Çöle düşen gül gibi, ateşlerle kavruldum
Yüzünden okudum tükettiğin yılları
Her beyaz telin bir derdin mezarı
Dudaklarında şimdi dünün ağıtı
Demirleri erittin bu mangal yürekte
Küçük bir gezginim ben
Sevdasını azığı yapmış,
Yüreğini kalkan
Kah bir geminin yelkenine tutunmuş
Meçhule doğru rüzgarla dolmuşum,
Kah bir şarkının notalarına takılmış,
Kuru kağıtta can var mı ki?
Uçar insandan öte yukarlara
Ona can veren rüzgar mı ki?
Yanaşmaz yağmurlara karlara
Engin denizlerdeki renkler nereden
Ölmeden önce doğmak yalnızca dünya işi
Doğanlar bir çiçek iken sararıp soldular
Ruhların efendisi bunca mukaddes kişi
Tohum misali gömülüpte çınar oldular
Deniz mevsimindeki kızıl ufuklar misali
Mahsunlaştırır dünyamı yitiklerin hayali
Mazide kalanlar ve kalmaya mahkum anlarım
Oluverdi yaşandı, yaşanacak yalanlarım
Karanlık ıslak sokaklarda
Yürüdüm yürüdüm bir mahsun
Yarenim oldu yalnız
Yağan yağmur
Ne derdime derman
Herkes güler, ben ağlarım
Bomboş geçen o yıllara
Aşk yaşarlar, gün batarken
Batar güneş, ben ağlarım
Ben ağlarım, yarınlara
Daldan kopan yapraklara
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!