Bilmiyorum, hâlin nedir?
Gülünce mi yazacaksın?
Çok mu geldi iki satır?
Ölünce mi yazacaksın?
Fotoğraflar saklıyorum
Tavaf etsem dünyayı
Rastlanır mı eşine?
Bin alfabe yeter mi
O gözüne-kaşına?
Sen düşmüşsün bu kurdun
Anlatırsan bir gün kara sevdamı
Soğuk Ankara’ya bir kaç satırla
Dert dolsa içine derken adımı
Ciğerin yanarken beni hatırla
Ne istedin benden canım kalmadı
Alev alev yansanda
Üşürsün bir gün gelir
Çok güvenme kendine
Düşersin bir gün gelir
Bilirsin geçer hatır
Saat mi tutayım illâ gelmene?
Ne zaman seversin tam olarak?
Takvimlerde kaldı yüzün kaç sene
Yandı hasretinle sararan yaprak
Vaat mi vereyim illâ gelmene?
Güneş güne doğmaz, ay küser göğe
Kuşlar uçmaz artık sen yoksan eğer
Erimez dağda kar, en işlek yoldan
Kervan geçmez artık sen yoksan eğer
Yaban kalır balık deniz suyunda
Kavuşmak hep sona kalsa
Bekle beni geleceğim..
İki elim kanda olsa
Bekle beni geleceğim..
Savrulsam da dört bir yana
Nerde güzellik görsem,
Hep seni hatırlarım.
Ben birini özlesem,
Hep seni hatırlarım.
Biraz ekmek peşinde,
Sene doksan altı, günlerden cuma..
Ankara kışında bir çiçek açmış!
Giyinmiş bulutlar, bezenmiş sema..
Şu garip cihana güzellik saçmış.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!