Çekti şimşekten kılıcını
Karabulutlar
Bir savaş narasıyla
Kustu dolu dolu öfkesini
İnsanların üstüne
Kuşlar karıncalar
Güzelim İstanbul
Çekip getirdin beni memleketimden
Nasıl da şekillendiriyorsun beni
Herbir şeyini saklıyorum içimde
Çelişkiler diyarı İstanbul
Ne demişler eskiler
Herkese gülümserdi
Herkes ona gülümsemese bile
Konuşurken dinlerken
Kendi kendine düşünürken bile
Farksızdı diğerlerinden
Onunda derdi tasası vardı
Düşüncelidir yalnızlık
Sessizlik çığlık çığlığa
Ve çıldırasıya düşünür yalnızlık
Kolu antik tapınakların sütunu
Dayanmış gökten çenesine
Saplanmış temeli yeryüzüne
Sessizliğin içinden dalga dalga alır götürür beni düşüncelerim
Savurur atar beton yığınlarından dik ve keskin kayalık dağlara
Koparır kollarımı bir çift kanat verir yerine kartal kanadı
Bir çift pençe ve keskin bakışlı bir çift göz yanında
Rüzgar meydan okur uğultusuyla bağırır haydi yarışalım
Bir kartal çığlığıyla alır cevabını hazırım
Oğlu olmaksa rüzgarın
Özgürlük
Kardeşi olmaksa güneşin
Hasret
Bir kayıp şehir varmış
Uzaklarda bir yerde
Düşünceleriyle konuşurmuş
İnsanları
Suları
Sessiz akarmış
Mutlu musun dağlarınla
Kavalınla ezgiler yakan
Sürünle kırlarınla
Derelerle çağlayıp coşan
Mutlu musun
Yalnız çoban
Susun
Susun ey insanlar
Sende kes artık
Kes sesini
Deli rüzgar
Namlular sussun
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!