Dinle dostum;
Ben; tetik düşmeden vuruldum
Suyu görmeden boğuldum
Sevgiliye giden yolu
Darağacında buldum
Önce, inançlarımı astılar / sorgulamadan
Sonra, kalemimi kırdılar / yargılamadan
Şimdi, kendimden bile ücra hücrelerin
Soğuğunda / yanıyorum
Bir zikir tutturdum kendimce, "ALLAH" diyorum
Her namaz sonrası, yönelip Rabbime;
"Şehadet" diliyorum
Bir gece ansızın geldiler;
Omuzları kalabalık, kelli - felli herifler
"Katran" gözlerinde kin,
Çarpık dudaklarında müstehzi bir tebessüm
"imam ister misin?" dediler
"Neme gerek, bana imam değil, biraz zaman gerek "
Sustular, şaşırdılar ve gittiler
Bir daha dönmek için sessizce
Çağın Ebu Cehillerine inat
"Nur üstüne nur" olsun diye, abdestlendim güzelce
Aynasız duvarlara bakıp, tarandım kendimce
İki rekat namaz sonrası,
Son kez öptü alnımdan beni seccadem
Ve, başladı yol hazırlığı
Kelepçeleyip ellerimi ardından
Bir kefen giydirdiler / beyazımsı
"Yürü" dediler / yürüdüm koşarcasına
"Dur" dediler / durdum heyecandan boğulurcasına
Artık sevgiliye giden yolun / sonundayım
ilmik geçti boynuma / farkındayım
Tevhid`den sonra son sözüm, son kelamım;
"Ümmeti devletsiz koma ALLAH `ım"
Diyorum ya dostum;
Ben; tetik düşmeden vuruldum
Suyu görmeden boğuldum
Sevgiliye giden yolu
Şirk sehpalarında buldum
Kim miyim ben? Tanımadın mı?
Ben; Saadet asrında ekilen tohumdan,
On dört asır sonra filizlenen
Cihad çiçeğiyim
SÜLEYMAN KALAYCI
Barış BerkKayıt Tarihi : 8.10.2018 14:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!