Sevgilinin resmi vurur allığına güneşin,
Kıble gibi gürsün o an ay ve güneşi,
Yalvarırsın, çırpınırsın, tapınırsın adeta,
Yüreğinde tutuşursun yanınca aşk ateşi.
Sessizlikte, çığlığında boğulursun delice,
Yanarsın kalbindeki tutuşan aşk ateşinle,
Bakınırsın sevgilinin özlemle hep ardınca,
Isınırsın gece vakti doğan aşk güneşinle.
Çığlığın yetmez olur tekleyen yüreğinde,
Çığlıkların oktav, oktav yükselirken ağzında,
Sanki bir şey düğümlenir daralan boğazında,
Hıçkırıkla nağmelerin yükselirken sazında.
Duyulur da çığlıkların evrenin ötesinden,
Duyamazsın başka bir ses hıçkırıklı sesinden,
Okunurca sevdaların çığlığı güftesinden,
Çığlıkların nağmeleri yükselir bestesinden.
Acılarla yoğrulur da âşıkların olgunu,
Yersin sevda ateşiyle sen aşkında vurgunu,
Savrulur da rüzgârıyla yaprakların solgunu,
Çığlığında kalırsın hep, olur sevda yorgunu.
Notalarda, tuvallerde, heykellerde çığlıklar,
İnleyerek tutuşursun, tutuşan aşk ateşinle,
Gönüllerde sevdaların, dillerinde çığlıklar,
Isınırsın gece vakti çığıran güneşinle.
Ahmet İDRİSOĞLU Kastamonu ev 12.ocak.2008 12.40
İ[email protected]
http://serenat-siieler.blogspot.com/
http://idrisoglu.blogspot.com/
Kayıt Tarihi : 14.1.2008 22:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!