Çığlık Çığlığa Şiiri - Halil Yılmaz Hıtmiye

Şimdi her şey
Çığlık çığlığa
Başımız bulut denizi
Duman seline batmış
Kaçkarlar, Ağrı
Çukurova, Harran, Amik
Yücelerden yüce
Akdenizin korsanı Kel Dağ
Eyeri ceylan derisi
Gümüşten üzengisi
Yılkı atı bir kısrak kişner özgürlüğünü
Soylu, donu pekmez köpüğü
Islık çalan, türkü söyleyen rüzgârla
Yarışır dörtnala
Başını yaslamış yüksek, yorgun dağların
Karlı doruklarına
Altın sarısı saçlarından
Güneşi tutmaya
Köpük seli sis içinde yüreğimiz
Hırçın nehirler gibi
Ölümün söylenmemiş adı
Yalnızlık yaman sevda
Çığlık çığlığa
Kara kıştan, zemheriden sonra
Ve sökün eden baharda
Bedene yürüyen özsuda
Meyveye duran dallar
Yaprak yaprak
Ve Tanrılara
Armağan edilmiş halı gibi
Kanlı, kınalı, kara toprak
Bereketli, zengin düşlerimiz
Çiğli ekinler gibi ıslak
Kara yazgım kara tren misali
Benim yiğit halkım
Bir yudum mutluluk
Bir tutam özgürlük
Dilimizden hiç düşmeyen
Türkümüzün adı
Çığlık çığlığa
Saplanmış bir kez yüreğimize
Paslı, kanlı bir bıçak
Tutmaz ellerimiz titrer dizlerimiz
Kırar belimizi büker boynumuzu
Can korkusu değil, çaresizlik
Ay gelin olmuş
Süzgün, nazlı
Şafak rengi duvağı
Şarap içmiş raks eyler yıldızlar
Kadeh kadeh üstüne
Başları döner, evren döner
Sarhoşluk ne dayanılmaz mutluluk
Ve çılgınca sevişmeler
Çığlık çığlık
Savaşır zaman, hız ve madde
Doğmak – ölmek olur adı
Dönüşür birbirine
Duygular, düşler kaçık
Yaşamak nefes almak
Ne sonsuz doyumsuzluk
Can yakalamış
Bırakır mı yaşamı
Yürek yaşama tutsak
Çığlık çığlığa