Hayatın bin bir teferruatıyla uğraşıyoruz
Ölüm haylaz bir çocuk gibi sırıtır yüzümüze
Onca yaşanan boşuna sanki
İlişkilerimiz, sevdiklerimiz, yürekten kopup verdiklerimiz
Boşuna sanki…
Azıtmış bu dünyaya düşmanca bakıyoruz
Bir düşman görüyoruz karşımızda
Olan biten zamanın kalleşliği
İnsanlarla aramıza çekilen bir duvar!
Sona ermesi güç bir melodram
Yaptıklarımızın bağışlanması imkânsız!
Askıda kalan sevdalarımıza ağlıyoruz.
İnsanlık, yumruk yumruğa dört duvar arasında
Onca merhamet boş, sevgimizi tüketiyoruz
Anlamadım ne günah işledik Allah’a
Bu kahpe tiyatro neden kahpece sürer
Sersemlemiş evrene, sersemce bakıyoruz
Bir türlü çözüm yok bu boşluğa
Aynı tufaya düşüyor dertlerimiz,
Su üstüne yazı yazmak gibi barışla yaşamak!
Bu beter dünya bilmem nereye koşuyor?
Biz insanlar nereye koşuyoruz?
Karşılıksız sevemedik bir türlü birbirimizi
Hep bir yasa koyduk sevgi için
Olur olmaz çatıştık sebepsiz
İnan ki biz bir türlü biz olamadık
Kör inançlarla kör kuyulara saldık saygımızı
Öfkelerimizle uykuya daldık
Küfürlerimizle uykudan uyandık
Utan ey âdemoğlu daha bir yalnız kaldık!
Bu bulanıklıkta yürüdük yarınlara
Savaşlarımızla ihtiraslarımızla kucaklaştık
Nitekim yalancı, yavandır her süzülüşte dudaklarımızdan gülücüklerimiz,
Biz bir o kadar da yabancıyız kendimize
Firardır hayallerimiz, duygularımız, coşkularımız…
Silinmiştir her biri hafızamızdan
Çözümsüzlüktür her muğlak tezde kanıtlanan
Geceye karanlık bağışlanmıştır.
Önünü göremeyen düşlere bulanmıştır yarınlarımız
Piç bırakılmıştır yüreklerimiz
Sevgiden mahrum bu gördüklerimiz
Utan ey yozlaşmış insan!
Bir pay çıkar kendinden
Gelgelelim koptuk işte birbirimizden.
Kayıt Tarihi : 17.7.2014 11:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!