Tuluat bulutsu bir seslenişle başlar
Kaşta gözde bol rastık
Enflasyon rakıya da vurmuş
Ayvayı yedi
Yağmurun koynunda medet uman
Salt çocuk aç çocuk
ABANOZ'DA DÜĞMELER
Abanoz sokağını yıkadı yağmur yıkadı
Beyoğlu'nda sedef kakmalı nalınlar tıkırdadı tıkırdadı
İki ucunda koca duvar
Kapitülasyonlar
ANLA BE İSTANBUL
Bir tütün yaprağı gibi kahırlanıp
Üstüne basarak yürüdüm denizin
Horlandım hep
Sonra düştüm diz üstü
APIŞIP KALIR KARA ZİHNİYET
Ardım sıra çevik adımlarla koşar gölgem
Kırmızı dudaklarım fırtınalar yaratır
Apışıp kalır kara zihniyet
Gözleri belerir zenci kardeşimin bir anda
AŞKI TÜKETİRKEN
Çini mürekkebine batırdım uykularımı
Nokta kadar menfaat beklemiyorum zifiri geceden
Tesadüfen de olsa güzergahımı
iğdelerin baygın korkusuyla bulacağım
ASYALI KIZ
Ben bir çocuk gördüm
Uzak bir ülkede
Kiraz çiçekleri gibi baharı anımsatıyordu
Çekik gözlü
ATATÜRK
Ben şiirimsi bir fısıltı bırakacağım
Ve şerefine içeceğim bugün
Anoson kokacak nefesim bir uygarlık için
Sigarayı bıraktım mesele bu değil
BABALIK
Şeytanın casusları gibi çökmüştü göğsüne olanca gölgeler
Bir çift kara cine benzeyen gözlerini sil
Üçler yediler geldi sır kapısını arala
Kırklar meydanı kurulmuş babalık
BABAM GELMEDİ HİÇ
Silmeyi unuttum ağaçların gölgesini
Kuşların ötüşlerine öfkelendim
Kurşun kalemle nişan aldım
Öldürdüm hepsini
BALIKESİR'DE BAHAR
Mart ayı muştu baharı
Silme kuşlar sarmış yine Balıkesir'i
Gök nasılda örselenmiş rüzgâra yenik düşerek
Berelenmiş dizleriyle halvete koşan ben gibi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!