Yaş, tecrübe, bilgi, zorluklar ve üretmek insanı olgunlaştırır.
Olgunlaşmak bir anlamda çiğ olmaktan kurtulmak ve pişmek demektir.
Olgunlaştığına, piştiğine, çiğ olmaktan kurtulduğuna her insanın inanmamak gerekir.
Olgunlaşmak aslında insanın içinde ki çocuğu büyüterek çocuk kalmayı başarabilmesidir.
Çaresiz bir varlık olan insanın aşırı kendine güven içinde olması tehlikeyi birlikte büyütür.
Büyümek çok göreceli bir kavramdır.
Yaş almak büyük sayılmaya yetmeyebilir. Aldığı yaşın olgunluğunu göstermeyen her insan çiğdir.
Çiğ olduğunun farkında olmamak ayrı bir sorundur.
Büyüklenmeyi, bencilliği besleyen unsurlara bakmak gerekir.
Maddi olanaklar ve güç insanı çiğ bırakabilir. Buna paralel hazır yiyen her insan da çiğ kalabilir.
İnsanlığın içinde çiğ kalmamayı başarmış bu sebeple çok az insan vardır.
Tüketmeyenin insandan sayılmadığı bu dünyada tüketenlerin de insan sayıldığı söylenemez.
Müşteri olmaktan başka hiçbir işe yaramayan ve sadece tüketmek için çalışan insan, insan değil bir araçtır.
Yaşadığımız dünya bize dünyaya gözümüzü açtıktan sonra farklılığı ve dengesizliği dayatır.
İnsanın yaşamı dünyadaki dengesizliği aşmaya zaman ve güç bakımından eğer bu tür bir toplumda yaşamıyor ise yetmez.
Hiç kimse bu sebeple sütten çıkmış ak kaşık değildir. Bu durum kimsenin elinde de değildir.
Çiğ süt emmiş her insan kendini sütten çıkmış ak kaşık sanıyor. Oysa insan dışında hiçbir canlı emdiği sütü hak etmiyor.
Hiçbir anne çiğ sütü çocuğunun çiğ kalması için emzirmiyor. Emzikten düşen anneye ihtiyacı kalmayan anne dışında unsurların sayesinde çiğ kalabilmeyi istemsiz başarıyor.
Çiğ olmayı kim ister? Hiç kimse.
Çoğu insan öldüğü gün bile çiğ olduğunun farkında olmadan bu dünyadan gidiyor.
İnsanlığın hatırlanması gereken durum işte burasıdır.
Bu dünyadan çiğ gitmek hiç yaşamadan gitmekle eşdeğer bir durumdur.
Kültür çatışmaları, etnisite ayrımcılığı, dinci üstünlük anlayışı, siyasi ve dünya görüşü adı altında dayatılan ideolojik bataklıklar, ekonomik kaynakların adil bölüşüm sorunları insanı insan olmaktan çıkarır.
Sütten düşmüş ayağı yer tutan her çocuğun iyi bir toplum olmak adına disiplinli bir şekilde insan olma eğitim ve öğretiminden yoksun hayata hazırlamadığımız müddetçe insanların neden çiğ kaldıklarını anlamamız mümkün olmadığı gibi bu durumdan şikayetçi olmanın da bir anlamı yoktur.
Annenin kucağından inen bir çocuk bugün teknoloji ve tüketim bataklığının kucağına bırakılıyor. Üretmeyi, çok, ahlaklı ve disiplin içinde çalışmayı bilmeyen başkalarının hak ve konfor alanına saygısı olmayan insan yetiştirdiğimiz müddetçe hiçbir toplum bu konuda iflah olmaz.
Olmuyoruz zaten. Çocuklarımıza kuşak isimlerini bile bu şeytani planları uygulayanların ağzıyla ifade ediyoruz. Çünkü biz daha çiğ olmaktan kurtulmuş değiliz ki bizi örnek alan yavrularımızın ne durumda olduğunu bilelim.
Normal insanların çok sıkıcı bir algı ürettiği ve tercih edilmediği bir toplumda dengesizliklerin ortadan kaldırılması adına dengesizliği bozacak bir dengeyi ve gücü bütünün yarısı kadar kontrolsüz bir gücün dengesizliği beslediği müddetçe o iradeyi toplumsal bir güç olarak ortaya çıkarmak o kadar kolay olmuyor.
Eskiden insanı zorluklar içinde büyümek insanlaştırırdı. Üretmeden tüketmek anlayışı tembel, saygısız, sevgi yoksunu, arsız ve doyumsuz insan çoğalttı.
Buna da sebep kendini büyümüş sanan biz büyükler sebep olduk.
Neyle ve nasıl?
Biz yokluk içinde büyüdük aman çocuklar yokluk nedir bilmesin her istediklerini aldık hazır ve bol verdik.
Sonuç ise obezite olmuş bir genç nüfus ile ortada çiğ bir şekilde karşı karşıya kaldık.
Gelecek çok daha zor olacak. Bu gençlerin çoğu durumlarının farkında değil ki bu zorluğu aşarak ona uygun nesiller yetiştirmeyi başarabilsinler.
Ne köylü kalabildik, ne şehirli olabildik, ne sanayi, ne üretim ne de bilgi toplumu olabildik.
Bundan sonra eserimizin gururunu yaşayabilir isek yaşayacağız.
Tüm olumsuzluklara karşı çiğ kalmamayı başarabilmiş insanlar sayesinde bu durumu uzun bir zamanda bir kaç kuşağı çok sıkı eğiterek aşacağız.
Önder Karaçay
Kayıt Tarihi : 20.2.2023 16:26:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!