Çift Telefonlu Adam
Cep telefonu ile konuşurken şarzı bitenleri kaza yapanları direklere toslayanları denizlere düşenlere kayalıklardan uçanları hatta ve hatta ölenleri duymuştum görmüştüm amma böylesi ile ilk defa karşılaşıyordum. Saatlerce yanında yolculuk etmek zorunda kaldığım adamın elinde iki telefon vardı ve ikisini de aynı anda kullanıyordu. Adam sanki bir makinalı tüfek gibi hiç durmadan konuşuyordu. Kızmıştım sinirlenmiştim kafam şişmişti amma kaçacak bir yerim yapacak bir şeyim yoktu. Bu kabusa bu saygısız adama mecburi yolculuk bitinceye kadar katlanacaktım. Birkaç kez adamı uyarmıştım amma duyan kim? Dikkate alan kim? çıldıracak gibiydim kulaklarımı tıkıyor duymamaya çalışıyor zaman zaman uyumaya çalışıyordum amma adamın her söylediği söz beynime bir balyoz gibi inmeye devam ediyordu. Trene ilk bindiğim andan beri yaşadıklarım bir işkenceden farksızdı.
Bir ara adamın konuşmasına kulak misafiri oldum.
--Aşkım ben on bir gibi İzmit’te olurum. Gar da beni bekle olur mu? Biliyor musun seni çok özledim. Yirmi dört saat sanki bana yirmi dört sene gibi geldi…
Adam döndü elindeki öbür telefonu kulağına götürdü ve onunla konuşmaya başladı.
--Ne sendemi beni çok özledin. Aşkım merak etme çoğu gitti azı kaldı. Ben zaten gardayım. Seni bekliyorum nefesini hissetmeye kokunu almaya bile başladım…
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Tebrik ederim Sn:Şentürk beğeniyle okudum,yüreğinize sağlık...
Öyküyü okurken insanın içi acıyor.
Samimi ve içten bir anlatım.Tebrik ederim Şahin Hocam.Saygılarımla...
yüreğinize sağlık,
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta