kalbim kırk katlı ziggurat
üzeri mor fistanlı âlâ gök
gözlüksüz başı kabak bulutları gezdirir her gün
kurtlanmış dertleri korkusuzca besleyecek kadar anaç
yurtsuz mekanlara öksüz ruhlaraysa
sıcacık yorgan
ayaz vurmuş yüzlere
hırslı megalomanlara çelikten duvar
yuvarlak bir masada evrile çevrile dövüşe dövüşe
haksızlığa karşı direnen
dirayetli
değirmen
taşı
karanlığın
pasını silecek cesur sûretsiz ayna
tekinsiz zamanların düşe kalka yürüyen hoyrat dikeni
aşka yontulmuş yolu her daim zikzaklı
güneşe ışıldayan nazlı nazlı salınan ırmak
şehir kuşlarını eteğinden göğe
özgürce savuran rüzgâr
çiçekli merdiven
sihirli göl
.............
bağışla kalbim
artık seni sırtlayamayacak takatsiz bu bedeni
hiçbir şey hayal ettiğimizin yansıması değil
hayat denilen sırlı defterin boş sayfalarına
çalakalem karaladığımız kısacık bir nota
sığdırabileceğimiz kadar ömrün yalın hali
yaşam
tohumlanıp
göverirken daha filizlenemeden
zaman denilen nesilsizin kılıcında ufalanıp
yerlere saçılan dile düşen solgun bir aşkın
ayak izleri
gibi
derin acılı
kasvetli hikayelerden toprağa tepetakla düşen
kadirşinas
kalbim
evrende
tüm boyutlarda tüm zamanlarda tekrar tekrar ışıklarla büyü
..................
06102024
09:53
Ayşe Uçar
Kayıt Tarihi : 24.9.2025 22:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!