Verdiğin her çiçeği yüreğine işle ki yüreğin çiçek olsun.
Sonsuza dek süren bir mücadele de kimi zaman hayallerin gerçek olur,kimi zaman da gerçekliğin hayal olur. Bu hayallerin içinde güler yüzle karşılanırsın,ama gerçekler hayal olunca inanmak istemezsin ya da inanmakta zorlanırsın,küçücük bir diyarda bunlar sahneleniyor,güleç yüzler göz yaşı döküyor arkanda. Sen ise aynı duygularla eşlik ediyorsun, fakat senin içinde olduğun durum çok daha farklı çünkü yaşadıkların onların güzel dünyalarına ait narince yaşamlardı.Sen bunları bir daha geri getiremem endişesini taşırken onlar ise seni kaybetme korkusu içerisindeler ve güleç gözler damla damla göz yaşı döker arkanda.Hepimiz bir faniyiz yaşadıklarımız ise yaşamaya başladığımız günden başlayarak hep anılır bir yaşam olur. İşte Aktoprak insanlarının sevimli ve huzur dolu dünyaları saflığı civanmertliği duygusallığı ve daha nice güzellikleri bize göstererek insanlığın varlığını bir kez daha gözler önüne serdirmeyi başardılar. Bu gün son akşam gün boyu dolaşıp durdum. O eski
günleri yad ettim. Dağlarda renga renk çiçekler topladım. Çiçeklerimin hepsini çiçeklere verdim ve çiçeklerimi verirken de yüreğimi onlara işledim. Hepsi farklı çiçeklerdi tıpkı çiçekleri verdiğim çiçekler gibi. Sevmiştim onlardaki tüm güzellik ve çirkinlikleri, onlarla özdeşleşmiştim. Bazen kızar imalı sözlerle tepki gösterirdim söylenenlere bazen de söylenenlere gülüp geçerdim, ama her seferinde yine güler yüzle karşılanıyordum.
Sevgi kaçamakları olurdu, çay sohbetlerinde; sevgiden,aşktan,yaşamdan ve daha nicelerinden bahs ederdik. Hele köyün yaşlı amcası Hacı İsmail, ne zaman görse beni hemen koşardı yanıma,bende habire bizim tarihi kökenimizi sorardım kendisine.
“Hoca sana bir şey sorayım? ”dedi.
“Buyurun Hacı seni dinliyorum.”
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman