Esintili bir havada, kasımpatı, papatya ve erguvan çiçekleri arasında, oturduğum yerden ayaklanıp ellerimi iki yana açmış, başımı hafifçe geriye yasladıktan sonra gözlerimi kapatmış ve kendimi sadece çiçeklerin o uğultulu şarkısını dinlemeye adamıştım. Şiirin ruhu beni tam o anda yakaladı. Hala bugün gibi hatırladığım o uğultulu şarkıdaki ruh; şiirin ruhu, şairi dürter, kendine çeker, bıçağı saplar. O ruh, birinci hamur masallarda gerçekliği aramak yerine saman sarısından hür bir hayale kavuşmak isteyenlerin, birikimidir.
Benim için,
En munis hastalığı sürdürmek olmuş artık yaşamak
Gel desen gelemem gerçeklere
Gerçekler, kitabına uydurulunca yalanlarından utanır
Koparamam tanesinin zerresini
Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
Devamını Oku
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta