Sarı, mor ve kırmızı çiçekler;
Sabah ezanıyla hemen uyanırlar.
Kardeş olmuşlar; dövüş, kavga yok,
Seviyorlar birbirlerini neme lazımcılık yok.
Kat kat dizilip, günde açılan çiçekler…
Ölümü geldi mi saniye geçmeden saçılan,
Allah’a itaatte hiç ara vermeyen,
Rabbi için gerekirse yok olan çiçekler…
Sabah güneşiyle gözleri cam gibi parlar,
Güneş; ekmeğidir, suyudur bir bakması için,
Sağı solu gözetleyebilmek yeter onun için,
Su ve güneş dahası yok yaşayabilmek için.
Su ve güneş can damarıdır, her zaman onun;
Kokar ve kokar ardından şimşek misali yayılır,
İnsanları mutlu etmek için sağdan sola savrulur,
Zararlı da olsa zehrini vermez kuruyup kavrulur.
Gece gündüz insanın mutluluğu için var olur,
Bir sevgi açar, bir çiçek diğerine sormadan,
Bitmez denen biter, biter de bir avuç toprak olur,
Dağılır yeryüzüne, hiç kimseye sormadan.
Sabah akşam Rabbini tesbih eder durmadan,
Kin, nefret; kibir ve hasedi hiç anmadan.
Allah aşkıyla yanar, için için gülmeden,
Hayattan ümitli olmalı, her gün doğar yeniden.
Emre itaati farz bilir, derin derin düşünerek,
Allah’ı zikreder, tefekkür yumağına bürünerek.
Tevhid ne yüce sözdür, onun tepesinde duran,
Kokusunu dünyanın en ücrasına koşuşturan…
Çiçek de doğar, büyür ve ölür dünyada,
Rabbine karşı, itaatsizlik yoktur hayatında.
Diyar diyar dolaş ve sor her çiçeğe doğrulukla,
Soru cevapsız kalmaz hepsi bir ağızla…
Rabbimiz Allah; kitabımız yüce Kur’an,
Sevdasının altında bulacaksın duran.
Bil ki, zikir ve tefekkür onun hazinesidir,
İki dünyada da mutlu yaşamın rehberidir.
Her gün bir çiçek ölür, doğar diğeri,
Kıyameti inkâr edenin beş para etmez ciğeri.
Bitki de böyle, hayvan da ama insan;
İnsan deyince düşünmek lazım bir an.
Dünyanın geçici olduğunu anlar zamanla,
Kendinin de çaresiz olduğunu anlar yaşamla.
Hayat onu mahkûm eder, en ince tuzakla,
Akıl çalışır, beden itaat eder, hayatı anlamakla.
Dünyanın durumu, ne kadar benzeşir çiçekle,
Düşünürse; vahiyle ilim, örtüşür gerçekle.
Ahireti unutman senin için kazanç değil,
Düşün, tart ve icraatınla Rabbine eğil…
Çiçek, güneşi ve suyu hayatının can damarı sayar,
Sen vahyi nereye koyuyorsun, o bütün mizana ayar?
Öyle insanlar vardır ki, eşyanın tabiatını bozar,
Sonra da biz, dünyayı ıslah ediyoruz diye yazar.
İnsan ve çiçek aynı dünya da değişik hayat,
Peygambersiz bir millet için dünya oluyor bayat.
Tanrı tanımaz insanların bu tavırlarına acıyorum,
Acımaktan daha ziyade kendi adıma üzülüyorum.
Nimet de onun, rızık da dilediğinden alır,
Çünkü o çok zengindir, dilediğine verir.
Dünya imtihan dünyasıdır, böyle bilinmelidir,
İmtihan; ancak zorluklara sabredebilenlerindir.
Mal da onun, mülk de, dünya da biz emanetçiyiz,
Bu ölümlü dünyada vahyin yılmaz bekçisiyiz.
Bizim güneşimiz ve ayımız: Kur’an ve sünnet,
Ya Rabbim! İmtihan dünyasında bize yardım et.
Çiçekte onun, insan da öldürür ve diriltir,
Kul olmak, gerçek bir kul bu yalancı dünyada.
Gözümüz açık, aklımız çalışıyor bu dinç kafada,
Çiçeklerle dost oluyoruz, kardeşlik dünyasında.
1990 / Konya
İdris ÇetinKayıt Tarihi : 23.5.2009 15:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!