Çiçeklerin akşamlarını
Akşamların çiçekleri
Aydınlatır..
Çiçeklerin adlarını
Birbirlerine benzemezlikleri
Adlandırır.
Zülfü kimi ayağın koymaz öpem nigârum
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Devamını Oku
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Siz hatayı şahsıma karşı değil' Allah'ın indirdiği hak dindeki değişmez kıstasları ihlal ederek bizzat Rabbinize karşı irtikap ettiniz Sinan bey. Dolayısıyla, özrünüzü ona arz edip, af ve mağfireti de ondan dilemeniz gerekir. Eğer bu erdemi izhar etme tevazusunu gösterirseniz o zaman biz de size hakkımızı helal etmeyi düşünebiliriz. Ama böyle mugalata ve cerbeze yapmaya devam ederseniz, o zaman mahşerde görüşmek üzere hayırlı çalışmalar dilerim.
Hatasız olan sadece Allah'tır beyim. Peygamberler bile beşer olmaları hasebiyle hata yapmışlar ve Allah'ın uyarılarına maruz kalıp tövbe ve istiğfara yönelmişlerdir. Bizler o Resullerin ayağının tozu bile olamazken benlik davası gütmemiz söz konusu olamaz ama, ne hikmetse siz "dediğim dedik çaldığım düdük!" demekte ısrar etmek istiyor ve muhataplarınızı kendilerinin kabul etmedikleri asılsız ve çirkin ithamlarla suçlamaya devam ediyorsunuz. Bundan da şu anlaşılıyor ki, sizin algılama hassenizde ciddi bir arıza var ve acilen bir uzman doktora görünmeniz iktiza ediyor.
Valla arkadaşım, bu siteye üye olma şartında "Yetkili şair olma" kıstasını getirmişler. Biz de yıllardır hem kendi ismimizle hem de müstear isimlerle acizane fakirane binlerce şiire imza atmaya çalıştık. Bunları yazarken de takdiri sizin gibi şapı şekeri birbirinden tefrik edemeyen ama muhataplarına da olmadık ithamlarla saldıran ilahiyat düşmanı şairciklerden değil Allah-c.c-'den bekledik. Eğer yazdıklarımızda ve yazılanlara yaptığımız yorumlarımızda ilahi kıstaslara ve yasal kaidelere riayet edebilmişsek ne mutlu bizlere. Fakat gayemizin dışına çıkıp da dediklerimizin tam tersini yapmışsak Tüm kalbimizle Rabbimizden af ve mağfiret diler, bizi Kitabındaki "BUNDAN BÖYLE EMREDİLDİĞİN GİBİ DOSDOĞRU OL!" ayetine uyma hususunda yardımlarını dileriz vesselam!
Sinan bey, siz önce ayetle hadisi birbirinden ayırmayı öğrenin, daha sonra muhataplarınıza mevzu hakkında ders vermeye çalışın!
Tövbe suresinin 9. ayetinde buraya aktardığınız manada bir ayet yok. Bu sizin aktardığınız hadis-i şerif diye lanse edilen uydurma bir rivayettir ki, usul-u hadiste bu gibi rivayetlere "Mevzu" yani uydurma/çakma hadis denir.
Her insanın günah ve sevap işleme istidadı olduğu elbette doğrudur. Eğer insana bu kabiliyetler verilmeseydi insanoğlu nasıl denenip sınanacaktı? Ama Allah'ın kullarının günah işlemesinden hoşlandığına dair tek bir ayet bile yoktur. Zaten olması da aklen ve mantıken mümkün değildir. Siz sizin dediğinizin tam tersini söyleyen yüzlerce ayet varken, bize deklil olarak çakma bir rivayet sunmamalıydınız Sinan bey.
Biz, yıllardan beri, bu sitede hem şiir yazar hem de yazılanlara dini kıstaslara göre( Muhkem Ayet ve sahih hadis ölçülerine göre) yorumlar yazarız. Bizim aktardığımız şeylerde benliğimizi ileri sürmemiz asla söz konusu olmamış, daima ayet ve hadis ölçülerini nazara vermek gaye addedilmiştir. Eğer sizi net delillerle anlatılan gerçekleri anlayamamak gibi bir algılama özrünüz mevzu bahisse ki -dediklerinizden öyle anlaşılıyor- lütfen bu sayfalaraa girip onu bunu itham etmekten vazgeçip acilen bir akıl ve ruh doktoruna müracaat edin. Eğer dediklerinizde ısrarcıysanız, bu fakirin kendi nefsini itham mealinde kaleme aldığı yüzlerce şiirinden bir tanesine, mesela bu gün kaleme alıp sayfasına astığı şiirine bir göz atın!
Eğer, herkes din-İslam'ı hakkıyla (Kitap ve sünnet ölçülerine göre) bilse idi, yüzlerce hapishanede yüz binlerce mahkum olmazdı ve camiler onca cemaati almazdı ama iş hiç de sizin dediğiniz gibi değil. Herkes dine ait bir şeyler biliyor ama bunlar, Allah'ın indirdiği Kur'ani ve Resulullah'ın irad buyurdukları Nebevi din değildir. Yani, herkes ya kendine göre bir din uydurma peşinde ya da, sizin indirilen kitabi din varken uydurulan çakma dinlere göre inanıp yaşamakta. Allah size ve sizin gibi hem gerçekleri bilmeyen, hem de çok iyi bildiğini zanneden kullarına tez zamanda gerçek dinini öğrenme imkanı versin amin!
Beyimizin, aklı fikri kadınlara takılı kaldığından, kimin ne yazdığını net olarak okuyup anlayamıyor. Üstelik de anlayana kendince ince ayar çekiyor. Hani derler ya: "DERVİŞİN FİKRİ NEYSE ZİKRİ DE O OLURMUŞ" diye. İşte bizim Sinan beyler de akıllarını kadın ile bozdukları için şairin uzun uzadıya anlattığı çiçeklere kadınlar deyip çıkmış işin içinden. Allah akıl şuur versin demekten başka elimizden ne gelir?
Evet Sinan bey, Allah bizim gibi okuduklarını anlayan ve anladıklarına da şuur sahibi gerçek bir şair gibi istifadeye medar yorumlar yazan şairleri, sizin gibi şiirde kaleme dökülen mevzuyu anlamadan , anlayıp yorumlayanlara kendince karşı çıkıp fırça atan bi-şuur ve bi-iz'an şairciklerden korusun aminnn!
Keşke,"Doğal akordu" demek yerine, İlahi akordu deseydiniz Vera hanım. Çünkü doğa dediğiniz şey, alemlerin Rabbi olan Allah'ın adetullah kanununa verilen alternatif bir çakma isimdir.
Hayırlı çalışmalar.
Şairin bütün bu sayıp döktükleri icraatlar, akıldan ve şuurdan cüda çiçekler tarafından değil, onları yaratan Sani-i Hakim tarafından icra edilir. Çünkü o, kendini akıl, idrak ve iz'an sahiplerine bu eşsiz sanat eserleriyle bildirmek, tanıttırmak, sevdirip saydırmak ister. Çiçeklerin vazifeleri ise bu ilahi gayeye vasıtalık yapmaktan ibarettir. Yani, kainatta tesadüfe tesadüf edilemeyeceği gibi, bu hikmetli icraatları doğa denilen vehmi bir güce de vermek mümkün değildir. Çünkü, doğa/tabiat denen şey, alemlerin Rabbi olan Allah'ın adetullah veya sünnetullah kanunlarına sehven verilmiş bir isimdir. Dünyevi yasaları/kanunları yapan akıl ve idrak sahibi bir güç varsa, bu doğa denilen adetullah kanunlarını da yapan ilahi bir güç vardır ki, o da alemleri yoktan yaratıp yöneten Allah-c.c- 'dür.
"GÖKLERDE VE YERDE OLAN BÜTÜN VARLIKLAR ALLAH'I HAMD/ÖVGÜ İLE TESBİH EDERLER, LAKİN SİZ ONLARIN NE DEDİKLERİNİ ANLAYAMAZSINIZ!" ayetinin beyanına göre, çiçekler de tıpkı öteki mahlukat gibi kendilerini yoktan yaratıp böyle özel görevler veren Rablerini hamd ile tesbih ederler.
Şairin ilk yazdığı şiirlerinden sanırım .. bütün yazılabilecek dizeleri yazmış 'çiçekler dalında güzeldir kırmayalım koparmayalım' bir bunu dememiş... lâkin anlamsız manasız ayrı ayrı kelimelerle şiirdense böyle anlaşılır olması iyi...lâkin şiirde coşkulu birkaç edebi sözde görmek isterdim ...
nazlısı da var,
arsızı da...
çeşit çeşit,
insanlar gibi..
Bu şiir ile ilgili 32 tane yorum bulunmakta