yılanların
gömlek değiştirdiği mevsimdeyiz
içindeki mıntıka temizliği huzura yeter mi
sanıyorsun ismail
kibrin
hırsın kıskançlığın kol gezdiği sokaklarda
frekans savaşlarını yarıştıran bedenlere bak
sanki ölümlü değil hiçbir beden
sanki sonsuzluğun yılmaz bekçileri
sanki hepsi cennette akan
kevser ırmağı
oysa
taş bile yontulur söz incelirken
insan neden açgözlülüğünün esiri olur
niye aslını inkar eder vurur alnından
yere serer
hepimiz
topraktan yaratılmadık mı ismail
neyin yarışı neyin neyin savaşı bu
illüzyonu bol oyunu bol
dünyada
hep beden önde
ruh arkada başlar labirent oyunları
insan çok tuhaf ruhunu atar bir boşluğa da
koşar bedenin haz denizlerine
ve yenilir sonunda kalbinin
kibrine
toprağın
vefasına hayranım ismail
üstünde tepinen milyarlarca acımasız güruha
nasıl dayanır aklım almıyor nasıl kucaklar
onlarca çürümüş bedeni onlarca kemiği
nasıl gül yaprağına çevirir
boş verelim
yavan gönüllerin eteği yama tutmaz
tutsa da işe yaramaz ismail
argümanı bozulmuş ruhların
doğruluk derecesini hiçbir
terazi tartmaz
bize biz lazım
şu masmavi gökyüzüne
bembeyaz bulutlara bak
bahar gelmiş memleketime
ağaçların çiçek dansına bak
rüzgâr
ne güzel esiyor efil efil saçlarımıza
geçmişin tebessüm eden aynasına bakalım
toprak ne güzel kokuyor güneş ne güzel akıyor
gözlerimde
sulu sepken yağmurlar biriktirdim ismail
gel hadi birlikte gizli bahçenin sarı güllerini sulayalım
22042024
01:09
Ayşe Uçar
Kayıt Tarihi : 23.4.2024 00:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!