Gidiyorum...
Hiç kimsenin bilmediği,
Belkide önceden herkesin gittiği yere.
Yüzyıllar ardından yükselen
Bir çığlığın çalkantısında,
Bilinmezlerin diyarına.
Sevenlerin, sevmişlerin, seveceklerin
Yükü omzumda, gidiyorum.
Her gidenin, yüreğine ektiği
Umudu kuşanarak,
Güneşin battığı yere yürüyorum.
Bekle demeyeceğim.
İstersen hiç bekleme,
Hiç inanma döneceğime.
Nasılsa her an çıkacağım karşına.
Her yakamoz ışltısında
Göreceksin beni bir gölge gibi.
O gölge asla terketmeyecek seni.
Odanda, sokağında,
Her köşe başında.
Ve inanmaya başlayacaksın,
Verilen sözlerin kutsallığına.
Anlayacaksın,
Yalanların, kahpeliklerin gölgesinde
Tutulan tek bir sözün değerini.
Onca kömür parçaları arasında,
Parlayan bir cam kırıntısı gibi.
İşte o zaman,
Bir çiçek filizlenecek kalbimde.
Bir çiçek;
Gövdesi ak,
Dalı ak,
Yaprağı ak...
Artık ne beklediğine inanacaksın,
Bekliyor olduğuna inanmasan da.
Daha bir hissedeceksin
Ayrılık hançerini sırtında,
Daha sık görmeye başlayacaksın,
Her gördüğünde kaçtığın,
O tanıdık gölgeyi.
Göğüs kafesine sığmaz olacak yüreğin,
Her güneşin batışında.
Ama ben güneşin doğuşunda geleceğim.
Güzel bir rüyanın ardından,
Açacaksın mahmur gözlerini.
Beni göreceksin.
Ve elimde bir çiçek.
Bir çiçek;
Gövdesi ak,
Dalı ak,
Yaprağı ak...
Şah-ı Kelâm
Erdem BozkurtKayıt Tarihi : 8.9.2011 00:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!