Çıkmaz sokak kokulu ihanet artıkları dört bir yana saçılmış yalnızlığımın arka bahçesinde…
Yavaşça süzülüyorum dışarı soru kalıntılarının arasından.
Öncesizliğimin buyruğu “çek git”!
Akla ziyan bir kaçış bu.
Usul usul tırmanıyorum anı taşlı yokuşları yok oluşlarda…
Sana uzayan saçlarım salkım saçak, elim yüzüm çiçeği burnunda veda bulaşığı…
Dost günlerden biraz güneş kalmış heybemde.
Bir deniz kenarı bulursam bulutlara asacağım.
Yayacağım altına ezber hatası küf tutmuş sevgi sözcüklerimi…
Mayıs eskisi gülüşlerle, bu ayrılığın yalazını söndürmeye elim varmıyor, harlamaya gücüm yetmiyor…
Mor isyanlar yetişiyor körüklemeye, mavi söz verişlerle kırmızı vazgeçişlerin sevişmesinden doğan…
Yok saymalıyım bilinenden çıkarılan Yusuf’un ah’ı sonuçları, bilinmeyen başlangıçlara yürümeliyim geleceğin sırlarını devşiren…
Ve bir de buz buğulu ıslıklar çalmalıyım… Yalnızlık imgesine teselli makamından…
(Ankara - 29/05/2009)
Sevtap ÖzkahramanKayıt Tarihi : 29.5.2009 14:26:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!