Cibrîl-i Emîyn'in Amelidir Zelzele

Mehmet İslami
2466

ŞİİR


18

TAKİPÇİ

Cibrîl-i Emîyn'in Amelidir Zelzele

ELLÂHÜ EKBER KEBİREN VELHAMDÜLİLLÂHİ HAMDEN KESİREN VE SÜBHANELLAHU BUKRETEN VE ASİLEN FİHİ KEMA YUHİBBÜ EN YUHMEDE VE YENBAĞIY LEH EUZÛ BİKE MİNKE MİN HEMZİHİ VE NEFHİHİ VE NEFSİHİ BİSMİLLEHİRRAHMENİRRAHÎYM.

AZİZ MUHTEREM MÜKEDDER ÂLEMİ İSLÂMIN ÖNDERİ, YERYÜZ ÜNÜN HALİFESİ OLAN ÜMMETİ MUHAMMED TÜRK MİLLETİ. ELLAH’ DAN GELEN ZELZELE SEBEBÎYLE VEFÂT EDEN MÜSLÜMAN GARDAŞ LARIMIZA ELLÂHTAN AF VE MAĞFİRET DİLERKEN YİNE AYNI VAK’ ADA YARALANAN MÜSLÜMAN GARDAŞLARIMIZA DA ELLÂH’TAN ŞÂ FÎ ESMASI, HABÎBİ KİBRİYASI, SÛRE İ FÂTİHÂSI HÜRMETİNE Şİ FALAR İHSAN ETMESİNİ NİYAZ EDERKEN ÜMMETİ MUHAMMEDE VE ÂİLE FERTLERİNE DE ECRİ CEZİL SABRI CEMİL DİLEREİM.

Aziz dîn gardaşlarım bu elim vakıa sebebiyle yüreğine ataş düşen gardaşlarımı teskin için iki mesele anlatarak devam edeceğim.

1- MÛSÂ ALEYHİSSELÂM ZAMANINDA VE ONUNLA ALÂKALIDIR

Devri Mûsâ Aleyhisselâm da Bir belde de 70 tane velî-Ellâh dostu vardır. Mûsâ (a.s)da yolu düştükce onlarla ünsiyet eder. Bir gün yine yolu düşer varır bakar ki o belde yok olmuş. Ellâhü Teâlâ’ ya elini açar ve der ki:
“YÂ RABBEL ÂLEMİYN BU BELDEYİ NEREYE GÖNDERDİN NE YAP TIN?” Ellâhü Teâlâ c.c. buyurur:
“YÂ MÛSÂ BURAYI İÇİNDEKİLERLE BİRLİKTE ZELZELE İLE YOK ETTİM.” Mûsâ (a.s):
“YÂRABBİM! BİLİYORSUN, BURAD 70 TANE DOSTUN VARDI, ON LARI NE YAPTIN?” Ellâh c.c.:
“ONLARI DA ONLARLA BERABER HELÂK ETTİM.” Mûsâ (a.s):
“YÂ RABBİ! ONLAR GÜNÂHSIZ SENİN DOSTLARIN İDİLER. HELÂK OLMALARININ SEBEBİ NEDİR?” dediğinde. Ellâhü Teâlâ c.c. şöyle:
“YÂ MÛSÂ EVET ONLAR FERDİ OLARAK GÜNÂHSIZDILAR FAKAT ORADAKİ HADDİ AŞANLARI İSLÂH ETMEK TEŞEBBÜSÜNDE BULUN MADILAR. EĞER ONLAR ISLAH İÇİN TEŞEBBÜS ETSELERDİ, ONLA RI İSLAH EDERLERDİ İŞTE BUNDAN DOLAYI ONLAR DA ONLARLA BERABER HELÂK OLDULAR.” Buyurmuştur.

2- BUNDA DA BİR HAYIR VARDIR

Bir Av meraklısı avcı Hükümdarın Vezirlerinden en çok sevdiği birisi, MÜSBET, MENFİ her ne gelirse olursa O, BUNDA DA BİR HA YIR VARDIR” der. Hü kümdarında kafasınıda meşgûl etmektedir bu vezirinin bu hâli. Bir gün hükümdarın bir vesileyle parmağının birisini kopartır. Tabi bunun acısı içindeyken vezir geldiğinde: “EY VEZİRİM BAK PARMA ĞIMIN KOPARTARAK KAYBETTİM, ÇOK ŞİD DETLİ ACI ÇEKİYORUM” diye tarizde bununca Veziri: “HÜNKÂRIM, SABREDELİM, GEÇER BUNDA DA VARDIR BİR HAYIR.” Dediğinde. Hünkâr:
“BİREH VEZİR DEVAMLI ONDA DA BİR HAYIR VARDIR BUNDA DA BİR HAYIR VARDIR DERSİN. BENİM PARMAK KOPTU BUNDADA BİR HAYIR VARDIR DERSİN, BİRE TESTEBETSİZ SENİ, ATIN BUNU ZİNDANA.” dediğinde. Veziri “EYVELLÂH HÜNKÂRIM BUNDA DA VARDIR BİR HAYIR.” Der. Ve zindanı girer.
Hünkârın acısı diner yarası kapanır bir parmak eksik olarak yaşar ken bir gün veziri vüzerası ve avanesi ile birlikte ava çıkar
Komşu memleketin Hükümdarının idare mevzuatında bir kural vardır ve devamlı tatbik edilmektedir. Şöyle ki: ÜLKE HUDUDU İÇE RİSİNDE GAYRİ MEŞRU OLARAK, -YANİ İZNE TABİ OLMADAN- YA KALANAN HERKES İDAM EDİLMEKTEDİR. BUNUN İSTİSNASI DA BİR ORGANI, AZASI EKSİK OLAN MÜSTESNADIR.
Avcı kıral maiyetiyle birlikte komşu ülkenin içerisine girince hemen yakalanırlar ve bütün veziri vüzerası maiyeti idam edilir sıra kırala gelir bakarlar ki bunun bir parmağı eksiktir Hükümdarı memleketi ne gönderirler. Hükümdar yalnız kalınca düşünür zindandaki veziri ve onun devamlı “BUNDA DA VARDIR BİR HAYIR” dediği aklına gel ir ve zindandan çıkarılıp huzuruna getirilmesini emreder.
Çıkarıp getirirler, Kıral der ki: “VEZİRİM! SANA, PARMAĞIM KOP TU DEDİM. BUNDA DA BİR HAYIR VARDIR DEDİN VE KIZDIM SENİ ZİNDANA ATIN DEDİĞİMDE DE BUNDA DA VARDIR BİR HAYIR DE DİN. ŞİMDİ BANA BU HAREKETİNİN SÖZÜNÜN HİKMETİNİ ANLA TMANI İSTİYORUM.” Der. Veziri başlar anlatmağa:
“HÜNKÂRIM! SİZİN PARMAK KOPTU BUNDA DA BİR HAYIR VAR DIR DEDİM VE SAİZ KIZDINIZ BENİ ZİNDANA ATTINIZ BUNDA DA VARDIR BİR HAYIR DEDİM.
“HÜNKÂRIM SİZİN PARMAĞINIZ KOPMAMIŞ OLSA İDİ ŞİMDİ ORADA ÖLDÜRÜLMÜŞTÜNÜZ. BENİ DE ZİNDANA ATMAMIŞ OLSAY DINIZ BENDE SİZİNLE BERABER ÖLDÜRÜLMÜŞ İDİM. ŞİMDİ AN LADINIZ MI BENİM BUNDA DA VARDIR BİR HAYIR DEDİĞİMİN HİKMET VE ESRARINI SULTANIM!
“EVET, BAŞ VEZİRİM EVET. SEN HİKLMET SAHİBİYMİŞSİN AMA NE YAZIKKİ BEN BİLEMEMİŞİM VE SANA GÜYA EZA VERMİŞİM. ŞİMDİ SENDEN ÖZÜR DİLİYORUM.”

MÜMİN MÜSLÜMAN GARDAŞLARIM! Her şerde bir hayır vardır ama biz bilemeyiz her hayır sandığımızda da bir şer vardır Ellâh c.c. bilir biz bilemeyiz. Bu Emri ilâhîdir.
Bize düşen herhalûkarda belaya sabretmektir, nimete de şükret mektir.
“MEVLÂ GÖRELİM NEYLER
NEYLERSE GÜZEL EYLER
VELLÂHİ GÜZEL EYLER
BİLLÂHİ GÜZEL EYLER
TELLÂHİ GÜZEL EYLER
MEVLÂ GÖRELİM NEYLER
NEYLERSE GÜZEL EYLER”

Evet, İbrâhim Hakkı merhumujn bu güzel derin uhrevi manâlar manzumesinden sonra bendenizde acizâne olarak derim ki:

KELÂMULLÂH MÛSÂ DAKİ TUR GİBİ

Edep, erkân, hâyâ vefat edeli
Gönül Müşerrefe bakar tor gibi
Yüz On sene oldu kabre gideli
Hayâliyle oyalanır, var gibi

Her derdin tabibi bilmez Hûdâ’yı
Esrarından gâfil olan gedâyı
Şu girdiği tek kapılı odayı
Zannediyor sarsılmayan sur gibi

Her şeyin belli bir ömürü vardır
Üç kişinin tek bir emiri vardır
Akla tâbîlere dûâlem dardır
İnsanlık dünyayla dönüyor gibi

Zamanı âhirde yaşıyor iken
Suçlunun yanında suçsuza diken
Batacak elbette hâle gülerken
Kelâmullâh Mûsâ’daki tur gibi.

Kıyâmetin kopmasında Yaratan
Sevdiğini çıkarıyor aradan
Dört unsurda yüz çevirir oradan
Kopacak; imânsız başa der gibi

İki bin yirmi üç Şubat ayının
Gün, Pazar Ertesi Altı, sayının
Saat Dört On Yedi kenzi oyunun
Oynandığı bir esrârlı yer gibi.

Yedi, kat semâ var direksiz diyor
Zaten olması da gereksiz diyor
On Vilayet yerle yeksan ediyor
Gelin bana sevdiklerim der gibi

Akîl olan, Hakka sabır ver demez
Sabır, edilecek dilenilemez
Dîn-i Nikâh ile eğlenilemez
Aldırmayan nâra gider por gibi

Müsebbibe imân eden yol alır
Kağnı batar tor tosuna yakarır
Herhâl koca öküz onu çıkarır
Bakar, hakîkâti görmez kör gibi

Muhteremin eli zehir badeli
Kahraman, Muzaffer olmuş vadeli
Seksen bir senedir arar bu deli
Bu ülkede bulunması zor gibi

Adâleti postaladık yadele
Yerine guguku koydu hergele
Lüzûm yoktur teraziye pergele
Gugukçuya kürrei arz dar gibi

Eşşekler odunu çekim zamanı
Öküzler tohumu ekim zamanı
Erkeklik tarzının sırrı, imânı
Yük çekene hıfzetmesi kor gibi

Hep, iyilik gelmeli elinizden
Geçiriyor Hava, kara denizden
Bize gelen şerler kend’elimizden
Hayr hasenât byaratandan var gibi

Yola çıkarken Ellâh’a yalvarır
Erken çıkan hedefine tez varır
Gülünce gül açan gamze sararır
Hazan vurmuş gül cemali mor gibi

İSLÂMİ: paltayı vurursan taşa
İster bir, istersen bin sene yaşa
Âkibette takdir edilen başa
Gelecektir, durma bilmiyor gibi.

Yine büyük geçmiş olsun esSelâmü Aleyküm verahmetellâhu ve bereketühu ve rıdaihu ve mağfiretihu ve afiyetehu

Mehmet İslami
Kayıt Tarihi : 7.2.2023 20:45:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mehmet İslami