Sende; ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini,
Sende; ben, kumarbaz macerasını keşiflerin,
Sende uzaklığı,
Sende; ben, imkansızlığı seviyorum.
Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine
Devamını Oku
Sende; ben, kumarbaz macerasını keşiflerin,
Sende uzaklığı,
Sende; ben, imkansızlığı seviyorum.
Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine
Kabataş Erkek Lisesi’nden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi’nde Siyaset ve Kamu Yönetimi Bölümü’nü bitirdi. Yazın dünyasına yayımlanan şiir ve eleştirileriyle girdi. Reklam yazarlığı ve gazetecilik yaptı. Cumhuriyet, Güneş, Özgür Gündem, Aydınlık gibi günlük gazetelerde yazıları ve röportajları yayımlandı. Ardından haftalık 'Deli' dergisinde yazdı. Halen 'Leman' dergisinin yazarları arasında yer almış bir takım sorunlar nedeniyle ayrılmıştır. İnsan-dünya ilişk ...
Şiirlerimi lütfen eleştirir misiniz müsait olduğunuzda Cezmi bey
merhaba..leman dayayınlanan eski bir şiiriniz vardı... su dizeler vardı sanki: ölü bir kadın ruhu gibi duruyor yüzün içimde..kaç kokumdan sakallı şameran kıvranmıs dizimde...bu siirinizi bulamadım adı nedir acaba?
Cezmi ERSÖZ= Hayatımdaki en anlamlı sıfat...
Sadece Aydınlatılmak İstiyorum
Aslında isimleri de vererek açık açık sıkıntımı anlatmaya çalışacaktım ama kuralların buna izin vermediğini öğrenmiş bulunuyorum. Buraya yazmamın sebebi beni rahatsız eden birilerini şikayet etmektir. Uygun yer olup olmadığını bilmiyorum. Ancak şansımı denemek istiyorum. TANINMIŞ bir yazar ve benim üniversiteden bir arkadaşım, kötü niyetle olmayan, ancak sebeplerini benim de bilemediğim nedenlerle 8 yıldır bana hayatı zehir ettiler. Bu yazarın şiirleri belki yazıları da, sitenizde yer alıyor. Konuyu şu şekilde özetlemeye çalışacağım. 2001 yılında cep telefonuma “seni çok özledim” diye gelen bir mesaja, “yani” diye cevap vermiş bulundum. Arkasından gelen mesajlar bana bu mesajı gönderen kişiyi, tanıyor olduğum bir adam olduğuna inandırdı. Ancak 1 aylık bir sure geçmesine rağmen, hala karşıma çıkmaması nedeniyle, kendisine veda ettim, iyi dileklerde bulundum, o da kabul etti. Ve biz mesajlaşmayı kestik. Ancak, bir gün sonraki, bir olay ve gelen yeni bir mesajla, bu kişinin üniversite yıllarımdan beri taşıdığım platonic aşkım olduğuna karar verdim ve tabi çok heyecanlanıp, tekrar yazmaya başladım. Ben ha bugün ha yarın karşıma çıkacak, özür dileyecek ve biz birlikte o mesajlara güleceğiz diye düşünürken, 1 yıla yakın bir zaman geçti. Bu arada platonik aşkımın da evlendiğini duymuş ama inanmamıştım. 1 yıllık sürenin ortalarında ise, bir mizah dergisinde yazıları yayınlanan yukarıda sözünü ettiğim TANINMIŞ yazar beyefendinin yazılarını tesadüfen okumaya başladım. Meğer herkes tanıyormuş bu yazarı ama ben ilk kez o süreçte haberdar oldum. Yazılarının bazılarının içeriği beni çok şaşırttı. Çünkü ben platonik aşkım olduğunu düşünerek yazdığım cep mesajlarımın içeriğini, kendimle ilgili anlattığım duygusal ya da dünyevi diğer temaları bu yazarın yazılarında görmeye başladım. Yoksa bana mesajları gönderen ve benim de cevap yazdığım kişi bu yazar mı, diye kuşkulanmaya başladım. Ancak 1 yılın sonunda aşık olduğum adam sandığım cep mesaj arkadaşımın ortaya çıkmayacağına inandığımda, cep numaramı değiştirdim. Cep numaramı değiştirdikten hemen sonra, msn’de (messenger) akın akın benimle arkadaşlık etmek isteyen tanımadığım insanlar arkadaşlık teklif etmeye başladılar. Şaşkındım. Kendi arkadaşlarımla bile doğru dürüst sohbet etmediğim halde, bana arkadaşlık teklif eden bu kişilerin, 1 yıl boyunca cep telefonuma gönderilen mesajlarla ilgili olabileceğine çok inandığımdan, bir kaçını kabul ettim. Ve bir şeylere, bazı ip uçlarına ulaşabilirim belki diye havadan sudan sohbet ederken, bir tanesine sordum, “adresimi nereden buldun” diye, bana, yukarıda sözünü ettiğim yazarın adını verdi ve onun ziyaretçi defterinden aldığını söyledi. 8 yıldır beynimde hala yanan ışıklardan biri o anda yandı. Bu çok sayın yazarın ziyaretçi defterine, yazılarıyla ilgili yorumlar yazıyordum, ki çoğu da övgü dolu yazılardı, ancak, kesinlikle, e-mail adresimi yazmamıştım. 2. ve daha büyük bir ışık ise şöyle yandı. Sizin de sitenizde olan gruplardan birinin kurucusu olan bir şahıs bana arkadaşlık teklif ettiğinde onu da kabul ettim. Kimsin nesin diye giden sohbet esnasında, bana “bak ben bir sitenin kurucusuyum, üyelerim var, adresi de şu, dilersen gir bak, beğenirsen üye olabilirisin” dedi. Ben de sitem, üyelerim var filan deyince, aklıma sözünü ettiğim yazar geldi ve sadece adının baş harflerini küçük harflerle yazarak (örnek: x.y.misin?) , “sen yoksa x.y.misin? ” diye sordum. Bana direk olarak, yazarın açık adını ve soyadını yazdı. Ve Bunumu kastediyorsun gibi bir şey sordu. Tabiki şaşırdım. Ancak artık, ben cep numaramı değişitirdikten sonra msn’ye akan bu insanların, bu yazarla ilgilerinin olduğuna o kadar inandım ki, sorgulamaktan çok, olayı akışına bıraktım. Daha sonraları bu yazarın sitesine yazdığım bazen öfkeli bazen boşvermiş, bazen çocukça yazdığım yazılarla eline çok malzeme vermiş oldum.
Bugünkü problemim ise bu yazarın, benim 3-4 yıl boyunca onun sitesine yazmış olduğum duygularımı malzeme yaptığı ve başka arkadaşlarına da yaptırdığı kuşkularım. 4-5 yıl kadar önce kendisine zaman zaman hakarete varan “artık yeter” anlamına gelecek, açık adımla yazdığım mesajlarımdan biri sonucunda, bana hakaret davası açmaya karar vediğini bildirdi. E-mail ile. Korktum ve özür diledim. Bakın bu arada, psikolojik olarak kötü yıllarımdı, üniversiteyi zar zor bitirmiş, 30 yaşımda çalışmaya başlamıştım. Annem 1989 yılından beri felç hastasıydı ve çok kardeş olmamıza rağmen sorumluluğu daha çok benim üzerimdeydi. Yatalak değildi. Yıllarca evinde kendi kendine idare etmişti. Ancak 2003 yılından itibaren bakıma muhtaç duruma geldi, ve bana her zamankinden daha fazla bağımlı oldu. Bunu, o günlerde, bu sayın yazarın, hakaret davası ile filan uğraşacak gücüm ve enerjim ve maddi koşullarım olmadığını, dolayısı ile bu yüzden özür dilediğimi ifade etmek için yazıyorum. Yoksa hakaret davası açmasını, ona tazminatını da ödeyerek, onu utandırmayı düşünebilirdim o zamanlarda da. Söz ettiğim gibi, annemle yakından ilgilenmem gereken 6 yıl geçti. Bu yılın Şubat ayında annemi kaybettim. Aslında çok fazla detay var, ancak girmem gereksiz gibi görünüyor. Şunu belirteyim, bu yazara karşı ve benim yolumu onunla kesiştirdiğine inandığım platonik aşkım olan adama karşı, 8 yıl bayunca içimde öfke biriktirdim. Boşvermeyi, ne halleri varsa görsünler demeyi, allah belalarını versin demeyi binlerce kez denedim ama öfkem geçmedi. Annemim ölümünden 6 ay kadar geçmiştiki bir kez daha yükselen öfke nöbetlerim sırasında, bana hakaret davası açması için, açık adımla bu yazar beyefendiye bir mail gönderdim. Bütün kalbimle bana dava açmasını beklemeye başladım. Sonrasında da bir çok mail attım. Yine açık adımla. Telefon görüşmemiz de oldu. Ben gelip sizinle konuşmak istiyorum dedim. “Çok geç ben savcılığa verdim sizi” dedi. “Çok iyi yapmışsınız” oldu cevabım. Bana bunu söyleyeli yaklaşık 24 gün oldu. Hala bana savcılıktan bir yazı gelmedi. Bu arada ben de 2 farklı avukatla görüştüm. Ben de karşı dava filan gibi bir şey düşünüyordum. Ancak, benim yeterince kanıtımın olmaması sebebiyle, bir şey yapamayacaklarını söylediler.
Bu sayın yazara ve arkadaşıma (artık aşık olmadığım için, o şekilde hitap etmeyeyim) 24 gündür onlarca mesaj attım. Bana yardım edin ve lütfen geçen 8 yılı aydınlatalım diye. Başka bir şey istemiyorum. Çünkü zaman geçtikçe benim bu yazar beyefendiyle ilgili başka kuşkularım oluşmaya başladı. Peşimde bazı adamların dolandığından, evimin dinlendiğinden, kısacası benim gölgem gibi peşimde olduğundan falan kuşkulanıyorum. Bakın bunun hiç sağlıklı bir durum olmadığının ben de farkındayım. Ne yakınlarım ne arkadaşlarım hiç kimse bana inanmıyor. Ve yakın zamanda abimin bana birazda sert çıkarak, bu durumumun akıl hastanesine kadar gidebileceği uyarısı beni de fazlaca gerdi. Ancak verdiğim cevap, “gerekirse ben akıl hastanesine de yatarım. Ama bana birileri bu 8 yılı aydınlatacak.”oldu. Bu yazar beyefendinin bana 2001 yılında gelen cep mesajları ve sonrasındaki msn sohbetleri ile ilgili olduğuna o kadar çok inanıyorumki, tazminatını da ödemeyi, aklı hastanesine de yatmayı göze alıyorum. Ayrıca kendilerinden yardım dilendiğim bu şahıslara, bu konuyu internet ortamına taşıyacağımı da bildirdim. Hatta son çareyi, bir magazin programında aramaya çalışacağımı da söyledim. Ve buraya bugün yazdığım bu yazılar ile başlatmış oldum.
Aslında konuyu internet ortamına taşımamdaki asıl sebep, böyle bir konu hakkında herhangi bir şey duyan olup olmadığını öğrenmek, ve benim elime bu sayın yazarın karşısına çıkıp, delil olabilecek bir şey vermeleri. Son derece absürd bir şey beklediğimin farkındayım. Ama öfkemden kurtulmam ve hayatıma sakinleşmiş olarak devam edebilmem için başka çare gelmiyor aklıma. Bütün fikirlere de açığım. Yorum yazacak olan arkadaşlara da şimdiden teşekkürler ediyorum.
cezmi ersöz..sözlerin sözlendiği kalem! ! Her bir satırı bir başka renk katıyor! yaşatırken öldürü..öldürürken ölümü yaşatır hislerin hissedilmişliğinde! ! Onu anlamak bir aşk,bir yaşam, bir acı, bir mutluluk yada bir ayrılığın felsefesinin filozofu olmak gibi bir şey! derin,,derinliğine inildikçe derin bir dygu sözlüğü..çok beğeniyorum tarzınızı, devrik ama okuyanı deviren cümlelerinizi.. ve ben sizin kaleminizle aşka aşık olan biri..
cezmi ersöz ü şizofren aşka mektup la keşfettim.bi erkegin kadının duygularını bu denli inceden dokunması beni çok etkiledi.her cümlesi hazmedilerek okunmalı.beni yazmış mesela bazı hikayelerinde.hayran kaldım.onu ve yazdıklarını anlamak için yüreğiniz biraz sıcak olmalı bence...sevgiler....
cezmi ersöz hocamın şiirlerini beğeniyle okuyorum onu tanıdığım ve okuduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum sitede bana ait iki şirim yayınlanmaktadır hocanın bu şiirlerimi okumasını çok arzu ediyorum hocamın yapacağı yorum benim için onur veri bir durumdur kıymetli yorumlarını bekliyor saygı ve sevgilerimle iyiki varsınız hocam.
cezmi ersöz....onun yazılarıyla tanışmam leman okumaya başladığım senelere denk düşüyor..biraz duygusal olduğumdan hemen dikkatimi çekmişti..bütün kitaplarını aldım..okudum..ve yakın arkadaşlarımın okumasını sağlıyorum..cezmi ersöz'ü bilmeyen nerden bilir aşkı..umarım bir gün tanışırız...
cezmi ERSÖZ'ü yeni tanıdım.bır arkadasımın sayesınde.keske daha once tanısaydım.kıtap okumayı seven bır ınsan degıldım ama artık sevıyorum.arkadasıma tesekkur ederım benı cezmi ERSÖZ'le tanıstırdıgı ıcın
merhaba.
Ben bu siteye üyeyim ve aynı zamanda yetkili şair olarak şiirlemi göndermekteyim.Şiirlerimde toplumu birebir ilgilendiren ezilmiş, dışlanmış, toplumdan soyutlanmaya yüz tutmuş insanlarımızı konu alıyorum. Sizin şiirlerinizi okudum. Ben Türk şiirinde yeni bir sayfa açmak istiyorum. ÖYKÜ-ROMAN-HİKAYE TÜRÜNÜN MELEZİNDEN OLUŞMUŞ BİR ŞİİR BENİMKİSİ. Lütfen rica etsem özellikle, GURBET, ÜSKÜDAR İSKELESİNDE MENDİL SATAN ÇOCUK, TÖRE, GİTMELİ DİYORDUM BURALARDAN, GÜL KIZ) isimli şiirlerimi bir okusanız. belki değerlendirebilrsiniz diye düşündüm. Size saygılar sunarım. Sevgiyle kalınız.