Merhaba ey parlak şehir!
Bu vakitte yalnız meydan,
Görünmüyor ki bir insan,
Sokaklar kurumuş nehir.
Yalnız deniz yelli gelir,
Kuşlar geçer zaman zaman,
Yaprak ve çiçek gitti, ağaçlar kalmış,
Keskin havalar soğuk gene, kış çalmış.
Derler ki, bahar ve yaz sorarız, lakin,
Kıştan bu yazan gönül bir ilham almış.
Vezni:
Yoksa vuslat niye sevda kalbe koyuldu acep,
Bilemedim ey yüce Rabbim, hüzünlü olmuşum.
Vezni: Fâilâtün / Fâilâtün / Fâilâtün / Fâilün
Gönül eğlencesi ise,
Bir vuslat gecesi ise,
Aşk bir dil hecesi ise,
İstemem hiç - sevme beni.
Amacın taş atmak ise,
Bu tutkuda gider yanılma sakın,
Sevda aşktan başka, bunu iyi bil,
Gönüle duygular olsada yakın,
Onun'çin lekeyi şu başından sil.
Bazen vurgun oldum, yani hüzünlü,
O akşam size rastladım,
Yakın geldi hayaliniz,
Ak gül gibi cemaliniz,
Onu görünce parladım.
Uzaktasınız, anladım,
Bilmem nedir ki haliniz,
Önceleri hoştu seni seyretmek,
Ondan sonra birden carptı yıldırım,
Yanardı ciğerim; zordu sabretmek,
Dosta ve düşmana gizlidi sırrım.
Ellerini öpmek istedim canan,
Evlere ziyaret, bayram şekeri,
Güneşli mutlukuk, yağmurlu günler,
Yaşlanmak hikmeti, gençlik kederi,
Mutlu mesut hisler, ağır hüzünler.
Camide, mescitte Kur'an dersleri,
Gel ey saki, başka bir bade doldur,
Öyle bir bade ki, nergis kokulu,
Naz etme sakına, elinde boldur,
Ruhum, gözüm, acım olsun uykulu.
Kisa sefa ama şifa değilsin,
Kim büyütü böyle serbestçe seni,
Güzelce yaşardın sıcak koyunda,
Bir güvercin gibi, masum, yepyeni -
Ey zaman sır ne ki ne bu oyunda.
Önceden sadece mahmur gözündü,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!