Ölesiye korkak kelimeler;
öylesine ürkek ifadelerle
saklambaç oynuyorlar.
Çocukluk kabusunun
sonu ışıklı tünelinden,
Sessizliğe gömülmeli gibi
hissediyor insan bazen;
sanki tek bir zerre toz uçuşsa sesler kabarıp, dalga dalga yayılacakmışcasına.
Bildiklerini haykırsa da duyuramayacakmış,
dinletemeyecekmişcesine,
çaresizce susmak istiyor.
Velhasıl sen,
senin deneyimine, bilgine
saygısızlık edildiğini
düşündüğünde,
Kendime gebeydim.
Ve doğacak olanın,
senin sevebileceğin
benimseyebileceğin;
biri olma ihtimali az.
Anlayan ve anlatanım,
yaşayan ve yaşatanım,
haklı ve hakısızım…
Bu dünyaya açtığımda bilincimi;
yarattım bu ikiliği,
“…bak bir hiç çeken yaprak daha
takmış takıştırmış rüzgarın dalgasını;
ruhu kanatlandırırcasına edalanmış…”
Tamam.
Tamamdı evveliyatında anlama niyetinin esamesi okunmamış olanla yapılan, zihin güreşleri.
Bir masalın girizgahındayım.
Bir var olmuş,
bir yok olmaya çelenk tutmuş olanla...
Terbiye ediliyor arzularım.
Fikrime yelken açmış
Uçurumun ucunda yalpalıyorum;
etraf sessiz,
ince bir esinti bile yok
yeşermiş otların boyunlarında…
Korkularımla hesaplaşmam,
cayır cayır kulaklarım,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!