Ey peri kızı! Nasıl böyle âşık ettin hazırda.
Bülbül gıpta etti derler, yol emin ol nazarımda.
Halden anlamak isteyene susmak bile şahane,
Bütün anlamlar üşür, senin hissiz sessizliğinde.
Her dem zikir oldu o pak isminse dudaklarda
Hani sevap, nerede günah yok hükmü nazarında.
Sorma yıllar sonra “ Bu şiirler kime? ” diye,
Bağırarak söylemek isterdim. Sana, sana diye.
Dağlandı bağrım anlamadığım dildeki harflerle,
Huzursuzdur benim ruhum, asr-ı saadette bile.
Veyahut son bir kez görsem seni hasta yatağımda,
Can alıcı arz-ı endam etse senin kılığında.
Son nefesimde versem şehadet yerine ismini,
Ödül diye versinler bana, cennete hayalini.
Lütfundan bahşet bana, iki tel bir ufak hatıra,
Ebeden koynumda saklayayım, koklaya koklaya.
Ezelden taşınıp da bana miras kalan cevheri,
Son nefesi verirken acaba kime devretmeli.
Hatipler suskun elleri bağlamışlar önlerinde
Benim için af dilerler ism-i azam dillerinde.
Seyr-i süluk ettiğim bir yolculuktur bu bendeki,
Kadere atılan bir çalım, kandırmaca sendeki.
Dinginlikte yüz huri dolaşıp dursa etrafımda,
Kulağım sesin arar, gözlerimse yollarında.
Elzem arzuhali anlatmaya çıkınca huzura,
Aldığın büyük vebalmiş, olamazmışsın yanımda.
Bağrıma taş basıp, yazarak yâd edip hatıranı,
Hafızama kazıdım, senin güldüğün fotoğrafı.
Kayıt Tarihi : 22.11.2021 22:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Çok teşekkür ederim hocam sağolun var olun
TÜM YORUMLAR (2)