Sen bu uzun gecenin hatırına
Rengini henüz bilmediğim göz bebeklerinin hatırına
Üşüyen yürekler için,
Kimsesiz ölen aşıklar aşkına
Gözyaşıyla pişirilmiş, tuzlu ve acı kahve hatırına
Saatler ve yüzyıllar için
Kaybolmuş mektuplar aşkına
Mürekkebin düşüp, manaya gark olduğu
Kağıt aşkına, kalem ve löküs lambalarının hatırına
Mum alevinde bir yangın gibi büyüyen, hayalin hatırına
Sana hatır olabilecek ne varsa onların hatırına
Bana o tılsımı anlat
Son vaktinde bir bedenin son nefesini
Bir bebeğin hıçkırıklarında, acıyla aldığı ilk nefesi
Nasıl hatırlıyorsa tırtıl kozadan çıkmayı
Nasıl hatırlıyorsa kırlangıç göç yollarını
Yalın ayak meczuplar nereye gidiyorsa telaşlı
Kainat nereye akıyorsa, bana da anlat
Gözlerimi ve yüreğimi mahkum etmeye hazırım
Uyut beni serin çöl akşamında
Gözlerimden denizi anımsatan bir misal akacak
Yazık koruyamadım ruhumu, talan ederken hırsızlar
Yazık durduramadım, beynimi işgal ederken eşkıyalar
Gözlerim, duygusuz bir çağın karanlığında
Gözlerim, sendeki sırrın aydınlığına muhtaç.
Kayıt Tarihi : 7.6.2018 02:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!