Cevap bekleyen sorular Şiiri - Arzu Aktürk

Yanan volkanları bilir misin?

Püsküren lavlar kim bilir ne bir şehri yok etmek

ne bir canlının sonu içindi.

Yer kabuğunun derinliklerindeki magmayı bildin mi hiç?

Cehennem gibi kavurucu mudur sıcaklığı?

Yeryüzü ve yer altı arasındaki şekillenen her iki yapı

kavurucuydu kimimizce

bilinmedik yaşanılmadık sıcaklığıyla.

Ya kutupların çetin soğuğu

yaşanır mıydı senin ikliminde?

Çöllerin samyeli rüzgarlarıyla suya hasret kalır mıydın

kuruyan ve çatlayan dudaklarınla?

Gecelerin kör karanlığında

başın yönelince semaya, yıldızını tutar mıydın?

hangi dille bir gönül daha fethetmenin hazzını taşıdın?

Bir notanın hangisinde

müziğin ritmini hissedebildin derinden derine,

bir şiirin-bir yazının hangi kelimesinde.

Aşkın hangisinde galebe çaldı yüreğin?

Yıldız falın ne anlatırdı takip ettikçe, sihirli dünyasında?

Firavun’un Kızıldeniz’in sularında

boğuluşundaki gibi rivayetlere takılıp nedenlerini

firavunlaşmış beyinlerin izlerinde sürdün mü?

Newton’un Yerçekimi Kanunu'ndaki gibi

ivmeyle hareket edip

kütlenle ne kadar kuvvetli olabildin

tabiatın tüm çetinliklerine?

Etki-tepki prensibi mi geçerliydi

kabul gören kanunların arasında?

Hiç biliple bilmemek arasında

pişman olduğun oldu mu?

Bildiklerin değil

hak ile batıl arasında

gidip gelmelerin korkutur mu seni?

Yaşam mücadelen hafif belki

kimi vakit uykularını bölen

günlerini yorgun yoğun

geçiren asıl neden ne öyleyse?

içinizden biri gibiyim.

İş-güç…

Farkım çıkanla çıkarılan arasındaki sonuçtu

ve o sonuçlarla yaşamın içindeyim…

Sorular neden böylesine?

Cevapsız kaldığı olur mu?