Sözlük anlamına baktım, “çetin” ne demek diye.
Sert, haşin, yaklaşılması zor gibi anlamları varmış…
Doğarken içinde bulunduğu çevre, ya da doğuştan sonra yetiştirilme tarzından dolayı çetinleşmiş insanları düşünün. Sert mizaçlı, kendi doğrusundan başka doğru olabileceğini anlamayan, bilmeyen ve kabullenemeyen bir kişilik. O’nun doğru olduğuna inandığı esasların dışında olan ve yaşayanları, insan olarak bile kabul etmeyen, onların da bir takım hak ve hürriyetlerinin olabileceğine ihtimal dahi vermeyen bir yapı. Kısaca buna çetin doğmuş bir insan yapısı demek mümkün. Böyle yapıdaki bir insanın eline imkan geçmişse, emrine insanlar verilmişse ve elinde fırsat ve silah da varsa, artık ondan güçlüsü ve tehlikelisi yoktur.
Böyle çetin doğan birisi, kendine verilen bu imkanları kullanırsa, kendini dünyayı değiştirmeye namzet biri olarak görmeye başlar. Artık onun için, kurumların itibarı, insanların hak ve hürriyetleri, insan hayatı, tarihi eserlerin değeri, ülke kaynaklarının harcanması, gibi kavramlar yoktur. Varsa yoksa, kendisi gibi düşünmeyenlerin ve yaşamayanların ne pahasına olursa olsun yola getirilmesi ideali vardır. Bunun için yapmayacağı şey yoktur.
Faraza böyle çetin doğan birisini bir üniversiteye başkan yapmış olsanız, artık orada ilim irfan, eğitim öğretim gibi şeylerin yok edilmesi pahasına, aklındaki insan tipinin hayata geçirilmesi için kanun, yönetmelik, hak, hukuk gibi şeylerin hiç önemi kalmaz. Kendi idealinin gerçekleşmesi esastır. Böyle bir üniversite, kendisi gibi yaşamamış, ama yaşayışı ve birikimiyle insanlığa ışık olmuş birisinin ismini almışsa, önce bu ismin kaldırılması için mücadele verir. Bu isim, Mevlana olmuş, Hacı Bektaşı Veli olmuş, Ahmet Yesevi olmuş, hiç ama hiç önemi yoktur. Derhal değişmesi gerekir. Burada çetin doğanın kendi sahip olduğu fikirler öğretilmelidir. Bu fikirlerin doğruluğu yanlışlığı dahi tartışılamaz.
Çetin doğanlar yaşarken yumuşayabilirler mi?
Tarih sayfalarını çevirdiğimizde bir çok örnek görüyoruz:
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer…
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine derince bakmasalardı eğer…
Degerli calismanizi Güldeste siir grubumuzda paylasmaktan onur duyuyorum hocam...
Selam ve dualarimla...
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta