Cesur olmalı insan… Hayatla ölüm arasında kaldığında yaşamayı seçecek kadar cesur… Karşılıksız sevebilecek kadar… Hasretin, acının, ümitsizliğin kollarında bulduğunda kendini, kendine rağmen yaşayabilecek kadar cesareti olmalı insanın…
Korkmamalı kaybetmekten… Hayal kırıklıklarından… Çevresindeki acımasız davranışlara, haykırışlarına kulak tıkayan insanlara rağmen gülümseyebilmeli hayata… Her düştüğünde kendini kaldıracak bir el bulamasa da kalkacak gücü kendinde bulabilmeli kendisini kimin kaldıracağını düşünmeden… Hatalarıyla, korkularıyla, itiraf etmekten kaçındığı tüm gerçeklerle yüzleşebilmeli… Sitem etmek yerine başına gelenlere, ders çıkarmalı yaşadıklarından… Ve unutmamalı tecrübenin acımasız ama en iyi öğretmen olduğunu…
Yalnızlık ürkütmemeli beşeri… İçinde hissetse de hep bir şeylerin eksikliğini hatırlamalı her daim insanların yalnız doğup, yalnız yaşayıp, yalnız öldüğünü… Öğrenmeli insan kendi kendine yetebilmeyi… Düşünmeli kendisini neden yalnız hissettiğini, kendisine şah damarından bile yakın bir Rabbi varken… Fark etmeli Rabbinden uzak düştüğü her an yalnızlığa bir o kadar yaklaştığını…
Ve en önemlisi yaşayabilmeli, ümitle bakabilmeli hayata her şeye rağmen, kendine rağmen… Ve bilmeli kaçışların çare olmadığını…
işleri düşünmekten
Kalabalığın içinde kalabalıktan biri
Gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi
Sevgilimsin,ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli
Dün geceki tamamlanmamış sevişmeden
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta