Ol ki her sa'at gülerdi çeşm-i giryânım görüp
Ağlar oldu hâlime bî-rahm cânânım görüp
Eyleyen ta'yin-i cezâ-yi müdâvâ derdime
Terk edip cem' etmedi hâl-i perîşânım görüp
Lâle-ruhlar göğsümün çâkine kılmazlar nazar
İstanbul bana hep seni hatırlatıyor.
Çünkü onun gözleri de en az seninki kadar yeşil.
Hala, gülümseyen bir lale gibi
bana sürgününü gönderiyorsun
dört yanı çevrili bir kale gibi
Devamını Oku
Çünkü onun gözleri de en az seninki kadar yeşil.
Hala, gülümseyen bir lale gibi
bana sürgününü gönderiyorsun
dört yanı çevrili bir kale gibi
Fâ’ilâtün / Fâ’ilâtün / Fâ’ilâtün / Fâ’ilün
Her saat ağladığımı görüp bana gülen merhametsiz, sevgilimi görünce halime ağlar oldu.
Derdimin tedavisi için ilâç yapmaya çalışan doktor, benim perişan halimi görünce ilâç hazırlamaktan vazgeçti.
Lâle yanaklı güzeller göğsümün yırtığına bakmazlar. Hicranımı hiç merhamet etmezler.
Ey gönül ateşinin dumanı! Feleğin gözünü kapat da gözyaşı saçan gözünü görüp hayretinden dönmesini bırakmasın.
Güneşin ışığı yere vurmuş sanmayın, felek benim parlayan ayımı görüp öfkesinden güneşini yere vurmuş.
Suda görünen servinin aksi sanmayın. Bahçıvan benim salınarak yürüyen servi boylumu görüp bahçedeki servisini öfkesinden kopararak suya atmıştır.
Ey Fuzuli! üzüntüden yakamı parçaladığımı ayıplayan kimsenin o gül yüzlü güzeli görmediğini bil
'amuty' kendi aciziyetini Üstad'a mal edemezsin !
İsteriz, ama bi de annasak abi ya çok güzel olacak adam ne diyor ya?
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta