Çeşitlemeler Şiiri - Mehmet Lütfü Aydın

Milyarlarca insan var, her bir insan bir başka
Tabiatın raconu, bu iş böyledir işte
Kimisi uyur tembel, kimisi gelir aşka
…………………… İnsanlığın raconu, bu iş böyledir işte
…………………… Kimi yer kuru ekmek, kimisi tavuk şişte

Şoför:

Bulurum yüz otuzu, koyuldum mu düz yola
Kural mural tanımam, dalarım sağa sola
Durdurdu mu aynasız, dans ederiz kol kola
…………………… Şoförlüğün raconu, bu iş böyledir işte
…………………… Kuralsızlık dedin mi, biz geliriz en başta

Tembel:

Sabah zar zor kalkarım, tez cuvara yakarım
Üç beş saat yan gelip, az keyfime bakarım
Duman altı olunca gaz maskemi takarım
…………………… Tembelliğin raconu, bu iş böyledir işte
…………………… Ekmek elden, su gölden, kârlıyım ben bu iş’te

Kabadayı:

Bu alemin kuralı, kazanır önce çakan
Asıp kesip doğra ki, bozulmasın hiç cakan
Bana derler “Can Yakan”, var mı bana yan bakan?
…………………… Dayılığın raconu, bu iş böyledir işte
…………………… Altıpatlar atışta, düşmez elimden muşta

Balıkçı:

Lüfere bak ablacım, derya kuzusu derya
Tekir balığı dersen, okuyor türkü, arya
Yetiş baba, sen de al, bugün palamut furya
…………………… Balıkçının raconu, bu iş böyledir işte
…………………… Ölü hamsi dirilir, horon teper kar kışta

Ayyaş:

Rakı olsa denizler, ortasında yüzerim
Yunuslarla birlikte, şarkı söyler, gezerim
Kafam iyi, göklerde, yıldızları süzerim
…………………… Ayyaşlığın raconu, bu iş böyledir işte
…………………… Davul zurna az gelir, ayılamam bir duşta

Hovarda:

Akşamı iple çeker, boşaltırım kasamı
Kapatırım bar, pavyon, donatırım masamı
Sağım solum manita, yazmışım ben yasamı
…………………… Çapkınlığın raconu, bu iş böyledir işte
…………………… Hızlı yaşa, matiz ol, uyuz olma genç yaşta

Siyasetçi:

Vatandaş seçti beni, etti başının tacı
Gezdim Arap, Hicaz’ı, oldum kutlu bir hacı
Seçmen sıktı kemeri, sıktıkça çekti acı
…………………… Siyasetin raconu, bu iş böyledir işte
…………………… Yatıp kalkıp dua et, yaşa hayalde, düşte

Yurttaş:

Lütufi’yim, örflere, törelere uyarım
Yetim hakkı yiyene, müthiş öfke duyarım
İki lokma, bir tas su, hemencecik doyarım
…………………… Dürüstlüğün raconu, bu iş böyledir işte
…………………… Tanrı muhtaç etmesin, ne namerde ne puşta