Bugün bir kez daha anladım,
Ne seni içimde yaşayacak gücüm var,
Nede seni içimde yaşatacak zamanım...
Oysa yetiyordu,gözlerime bakman…
Konuşmaya gerek yoktu…
Susmak yetiyordu onca duyguyu anlatmaya...
Dokunuştaki sıcaklıktı sevgimiz, tende hissedilen...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Mahrem dalgalarında üzerinde sörf yapılmamış yer kalmasın dercesine...
...
3
aşkın ve sevginin ırmağından gönül bahçenize su akmıyorsa yaşamın rengi de grileşmiştir..yazılanlar bir tortu gibidir artık..
bazan hüznü bazan da sevinci simgeliyor gözyaşları ne ilginç teat değilmi:))
içimde bir düş vardı sana dair
içinde bir his vardı bana dair
ben biz olmaya çalıştım
sen.. sustun..
payımıza düşen koca bir yanılgı imiş.. tebrikler..
güzel bir siir devamını beklerim
Seninleyken sensiz kalışımdı,o daracık mekanlarda... aslında yetmiş her şeyi anlatmaya.acı ,ama gerçeklerle dolu hüzünlü güzel bir şiir.tebrikler
YORUM YOK...BEN SANA KÜSÜM...SELAMLAR
şiirinizi okuduktan sonra, diğer yazdıklarınıza da baktım ve müthiş bir girdabın içinde olduğunuzu fark ettim.
Vaktiyle benim de yazmış olduğum acizane bir kaç mısra ile adeta örtüşen anılar yakaladım.
Nitekim, benim bu gün eklemiş olduğum 'dönmeme çağlağı' isimli şiirim de 1994 de benzer duygularla yazılmıştı.
Ancak aradan geçen zaman, bu zaman zarfında edindiğim tecrübe, bana hayatın anlamını öğretti desem yanılmış olmam.
Eğer doğru değerlendirilebilirse, çekilen acılar insan için elde edilmesi zor kazanımlara vesile oluyor.
Herşeye rağmen geçmişi silip atmanın anlamsızlığı ortaya çıkıyor. Arada bir açıp bakarsanız, hisse alacağınız çok şeyi bulmak mümkün oluyor.
Şiirlerinizde belirttiğiniz gibi, kendini bir mevsime hapsetmek, hayattan ve gelecekten umudu kesmek bence fıtrata aykırı.
Gözlerdeki buğuyu biraz aralayıp özellikte sabah serinliğinde hayata şuurlu bir nazarla bakmak, yeni umutların, yeni kapıların, yeni renklerin keşfedilmesine sebep oluyor...
Yaşadıklarımız, yani tecrübelerimiz, hep bizim irademizin sonucunda gerçekleşiyor.
Duygularımız yerine akıl ve mantık süzgecinden geçmiş davranışlarımızla daha mutlu olabiliriz.
gelecek şiirlerinizde bir bahar esintisi görmek dileğiyle, bahtınız açık olsun...
Bugün bir kez daha anladım,,Ne seni içimde yaşıyacak gücüm var,Nede seni içimde yaşatacak zamanım,,,Oysa yetiyordu yetiyordu gözlerime bakman,,Konuşmaya gerek yoktu,,Yaralı bir kalp,güven yitirmiş bir insan,,,eski günlere dönmek çok zor,,Tebrikler,Ecem sanki yaşanmış bir karşılıksız sevgi,,eline sağlık,Allah yolunu ve bahtını açık etsin,,,
Bu şiir ile ilgili 9 tane yorum bulunmakta