Sonsuz bir vadinin tam ortasındayım.
Gökyüzünde ne bir güneş var, ne bir ay,
Savunmasız, bir çocuk gibiyim, oyuncağı elinden alınmış.
Sana gelen yolu bilemiyorum,
Adım atıp yürümeye cesaretim olsun.
İki kefeli terazi misali duygularım,
Hangi kefeye koysam gönlümü,
Gene aklıma zarar,
Sana ulaşacak adımlarımı atamam
İçimde, sende olduğu gibi bir çocuk olsa,
And olsun ağlar.
Ne bir karınca, ne bir yosun yok bu lanet yerde,
Sensizlik yaramış buralara.
Hep karanlık, hep boş, her yan esaret eder,
Aydınlanamamışlık kavurmuş…
Sensizlik bitirmiyor bana bu hayatı.
Mukavemet veriyor, daimi olarak,
Sensizliğe bir son verme azmi,
Lakin daha bir adım atamadım sen için,
Atmaya kalktığım anda,
Hareketime engel oluyor,
Yere yapıştırıyor prangalarım.
Bir zincir bağlı boynuma, ucu açık.
Prangada yok görünürde.
Lakin zincirin ucudur sözlerin,
O ayrılmak istemeyişimin yegane nedeni gözlerin.
Bakınca o gözlere, bitiyor, kalmıyor bende cesaret,
Secde edecek iken, olmayan tanrılara boyun eğecek iken,
Diriliyorum yeniden, koşmaya çalışıyorum,
Ağlıyorum, yapamıyorum vesselam…
Dilrubam, kokuna hasret biçare, gözlerin ile avunuyorum,
Sözlerin, ateş gibi düşüyor bağrıma
Her yanım sana olan aşkını açıklayamamışlara ait parça parça et…
27.03.2008.PERŞEMBE / 13.00
Erbil KutluKayıt Tarihi : 20.4.2008 17:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!