Gecenin efkârı bastığında yüreğimi
Çıkıp balkona bir nefes çekerim içime
Ayın şavkı benim yüzüme vurur,
Senin sîman göğün yüzüne...
Bir gece yarısını çeyrek geçiyor,
gökte yıldızlar pırıl pırıl
ama en çok da ay değil mi geceye yakışan...
kar çiseliyor hafif hafif
ne de güzel görünüyor ay ışığında...
insanlar pencerelerden kar yağışını izliyor
Dağ gibi vatanın dağ gibi evlatlarına sıktığın kurşun
Gün gelir de senin alnına saplanmaz mı sandın?
Bu kara toprağın bağrında kefensiz yatanlar
Mahşerde senden hesap sormaz mı sandın?
Dönüp dolaşıp kendimi burada buluyorum
Bilmem neden hep seni arıyorum
Saat gece ikiyi çeyrek geçiyor
Mum sönmek üzere, bekliyorum.
Bir gece sabaha karşı ansızın uyanıyorum uykumdan. Nefes nefese kalmışım, kilometrelerce koşmuşum gibi dilim damağım kurumuş, yüreğim pır pır. Rüyamda seni görmüşüm, başka bir yerde göremem zaten... Düşümde de olsa görmek seni ne büyük mükafat, sustuklarımın, sevdiklerimin, yaşadıklarımın, yaşayamadıklarımın mükafatı... Rüyamı hatırlamaya çalışıyorum. Bir taraf yemyeşil orman, kocaman geniş yapraklı ağaçlar, diğer taraf deniz, alabildiğine uzun, masmavi... Tam ortada ben, yüreğim yaralı, kolum kanadım kırık gibi. Bekliyorum, neyi beklediğimi bilmeden, elim yüreğimde. Ilık ılık bir rüzgar değiyor tenime, hava güzel ama içim üşüyor sanki... Ormandan gelen çiçek kokusuyla denizin tuzlu kokusu karışmış, burnuma geliyor. Derin bir nefes çekiyorum içime, beklemeye devam ediyorum. Usul usul bir hasret türküsü çalınıyor kulağıma, içim bir hoş oluyor. Gerçi ne zaman sen düşsen yâdıma böyle oluyorum ben, ben benim ama sanki bende değilim gibi... Sonra arkadan bir ayak sesi geliyor, dönüp bakıyorum ki sen. Özlemden burnumun direği sızlıyor. Rüyadayım ama aklım başımda gibi, iyi bak diyorum kendime, bir daha bulamazsın... Bir adım atıyorum sana, aramızdaki üç adımlık mesafe beş adım oluyor. Bir adım daha atıyorum, on adım, bir adım daha... Koşuyorum en son, ben sana koşarken araya yollar, dağlar denizler giriyor. Bir türlü ulaşamıyorum sana, bir türlü yetişemiyorum... Tam o anda uyanıyorum işte uykumdan. Kalkıp bir bardak su içeyim diyorum, sürahide su bitmiş. Mutfağa gidiyorum, bir bardak su alıp pencereyi açıyorum. Birkaç köpek havlıyor sokak lambalarının altında, ılık ılık bir rüzgar değiyor tenime. Hava güzel ama içim üşüyor sanki. Bir yudum su içiyorum, uzaktan uzaktan bir hasret türküsü çalınıyor kulağıma...
Beklerim...
Attığım her adım sana gelsin diye beklerim
Gittiğim her yol, girdiğim her sokak sana gelsin...
Döndüğüm her köşe başında seni arar gözlerim
Belki bir vakit gelirsin diye, ben her vakit seni beklerim.
Her gün doğan güneşe seni sorarım,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!