Sonra köye bir çerçi gelir. Kadınlar olmayan erkeklere süslenmek için kumaş seçerler, simli, allı morlu kumaşlar. Çerçi okur yazar kadınlar değil. Bu hikaye okununca gözyaşları da yazılır. Çerçinin silahı yoktur, köpeği vardır. Atını herşeyden çok seven çerçi ipekten sözlerle kırbaçlar kadınlarını. Köylüler çerçiden aldıkları çaydan ikram ederler çerçiye, çerçi onlara diğer köylerden hisseler anlatır. Sonraki köyde kendine bir yatak atına ve köpeğine barınak endişesi hergün çerçiye kalır. Biz hergün çerçiyle borçluyuz. Çerçi hergün bir borçluya misafir. Çok mu çerçi? Düdük demediniz? Henüz bir taşın hizasına durup yazmaya başlamadık. İnanmaya devam ederseniz size de birkaç sahne yazabilirim.
o kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer…
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine derince bakmasalardı eğer…
Devamını Oku
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer…
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine derince bakmasalardı eğer…
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta