Çerçevede Sensizliğim

Yatağımın başucunda yaşlılığımın resmi.
Baktıkça,bir hüzün sarar içimi.

Gençliğimin en yaşlı haliyle,
Durmuşum umarsızca.
Başımı okşayan kırışık düşünceler
Dökülmüş alnıma.
Feryatlar,tebessüm olmuş dudağımda.
Titremelerim hıçkırarak,tutunmuş bir sabaha.

Şüphelerden bir şal omzumda.
Hatıralar yorgun,
Korkunç kâbuslarla eteğime dolanmışsa da.
Harap bir vurdumduymazlık parmaklarımda,
Züppece dokunmuş yanağıma.

Ayakucumda hazanın son yaprakları,
Nasıl da kızıl ve sarı.
Gözlerimde kalabalık bir kimsesizlik,
Yavaş yavaş kaplamış,
Kara bulutlu hatıraları.

İşte, öylece asılı bak arka fonda
Sürgünlerin yularında,
Pejmürde kaybolan
Uçarı, delişmen gençlik.

Yılların tığla işlenmiş,kat kat nasırı ayalarımda.
Masamda bir bardak.
Dünyanın günahına hizmetçiliğim.
Özenle hazırlamışım,şerefine içeceğim.

Sağ yanımda,
En deli maviliğinle sen.
Korkusuzca uzatmışsın ümitlerini omzuma.

Tenha bir durulukla
Gölgeler düşürmüşsün yüzüme.
Heyecandan bir örtü saçlarında.
Alnından öpüşümün izleri,gülümsüyor dudaklarımda.

Ne vakit gelmiş ayrılık?
Bak duruyor sol yanımda.
Sensizliğin müjdesini,
Tutuyor zayıf parmaklarında.
Coşan bir hevesle,uzatmış hain elini,
Çarpık sevinçlerle,kelepçelemiş bileğini.

Daha şimdiden
Elemin titrettiği gölgeler,iz bırakmış alnımda.
Düş parçalarım,takılı kalmış çalılıklara.
Yüzü gözü çizilmiş,emek verdiğim hayallerin.

Bugün bile dinledikçe,
Sarı soluk bu resmi.
Damarımda kaynıyor
Duvarı yıkılmış,çatısı yanmış,
Harap sesiyle,
Yalanlarının inleyişi.

Hani,
Bırakıp gitmiştin ya,
Bir daha dönmediğin bu evde.
O yalnız çerçeve
Ayrılığın acısıyla
Hâlâ duruyor
Karamsar, başucumda.