Çepni Serhat'ın Kısa Hikâyesi 2

Çepni Serhat Öztürk
204

ŞİİR


7

TAKİPÇİ

Çepni Serhat'ın Kısa Hikâyesi 2

Ayyaş, alkolik, sarhoş mu sarhoş, biçare, evsiz, gündüz gece sokaklarda sürten, yine sokakta ölen bir dede ve ölmesine yakın boşandığı eşi: benim anneannem, okuma yazma dahi bilmeyen ve köylü, zır cahil, durmadan dedikodu peşinde olan hatta bundan başka yapabilecek bir işi olmayan.

Ailesinin en küçüğü, hep dışlanmış ve ezilmiş bir erkek çocuk: yıllar içerisinde psikopatlaşmış ve sonraları diyaliz hastalığı sebebiyle ölecek olan eşini, ilk çocuklarıyla birlikte kara kışta dam altında ineklerle yatmaya mecbur kılan bir vicdansız: dedem. Babamın babası.

Kendi ebeveynlerinden; sevgi, saygı, şefkat, merhamet görmeyen ve aksine yaşamları boyunca yalnızca şiddet gören (psikolojik ve fiziksel olarak) iki insan: annem ve babam.

Büyükleri, evlenmelerine bile mâni olmaya kalkmış, gene de inat etmişler ve evlenmişler. Bu evlilik onlar için de bir isyan ve başkaldırı idi şüphesiz. O zamanlarda yaptıkları bu atılımla beraber kendilerini değerli hissetmeyi ve kaçmayı, kurtulmayı amaçladılar yüksek ihtimalle. Sonra ben doğdum 2003'te, ilk olarak. Kurban ettiler yani beni, kendi tragedyalarına. Doğumumdan sonra beni ziyarete tek kişi dahi gelmemiş. O psikopat dedem bir hayli vakit, hiç mi hiç gelmemiş. Annemi ve beni ilk zamanlar hiç sevmemiş, belki de hiçbir vakit kabul etmemiştir bizi. Bir bilseniz; nasıl ahmak, inatçı, cahil, sevgisiz bir adamdır! Babamı kaç kere feci şekilde dövmüş, onda nasıl travmatik izler bırakmıştır... Düşününüz.

Kendi çocukluklarından itibaren, gençlik çağlarına ve yetişkinliklerine kadar bu insanların geçtiği psikolojik buhranlar bana bir şekilde miras kaldı zannediyorum. Bizi, yani kardeşimi ve beni perişan ettiler. Öyle onlarınki gibi bir yokluk görmedim belki, ancak benim ilk gençliğimde ve ilk yetişkinlik çağlarımda içinden kurtulamadığım, beni öldüren melankoli: onların tohumlarında idi. Tohum büyüdü ve serpildi serpilecek lâkin isterse 60 yaşına bassın onların nesli: daima renksiz, yapraksız, kuru, iğrenç ve tiksinti uyandıran, biçimsiz bir bitki olarak kalacaklar.

Hiç mutlu değilim. Ömrüm; nasihatler, nutuklar, sızlanışlar, serzenişler, oflamalar, küfürler dinlemekle geçti. Kusmak istiyorum, midem çok bulanıyor. Göğsüm daralıyor.

Ve böylece asla evlenmemeyi, çocuk yapmamayı kabul ettirdim kendime. Kendime söz verdim: bu sikik genetiği, olumsuz, berbat yaşantıyı bir başka nesle taşımayacaktım. İzin verseydim de dünyaya gelecek olsalardı, çocuklarımın çekeceği bütün acıları kendime sakladım. Ben, çekeceğim. Ben, yükleneceğim dert-buhran çantasını ve yittiğim gün de babamın soyu bende kesilmiş olacak belki, Göktuğ türemezse.

Çepni Serhat ÖZTÜRK
22:24
11.02.2023
2 nolu Beşirli, Ortahisar, Trabzon, Türkiye.

Çepni Serhat Öztürk
Kayıt Tarihi : 11.2.2023 22:33:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Çepni Serhat Öztürk