Cephe (Çanakkale) Şiiri - Hüseyin Kotan

Hüseyin Kotan
171

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Cephe (Çanakkale)

Cılga yoldan çapar adımlarla ileri yürüdü
Gördü
Dört köşe toprak oda,zeminliğin üstü örtülüydü
Denize bakan tarafını kum torbaları korumakta
Göğüs hizası pencereden kuvvetli ışık vurmakta
Havada,ışıkta bu boşluktan geliyor
Pencere önünde bir ayaklı sahra dürbünü duruyor
Sağda toprak set, üzerinde üç beş battaniye
Akmı ak çarşaf serilmiş, yastık yüzüyle
Diğer toprak set dahada dardı
Üzerinde bir sürü kağıt, evrak ve haritalar vardı
Ortada gaz sandıklarından olma bir masa duruyor
Boş cephane sandıklarında Erkan-i harbiyeden paşalar oturuyor
Emir erinin tahta tepside getirdiği limonata
Kabarmış bir at yelesi gibi Gelibolu serili haritada
Miralay tek tek bardakları veriyor
Soğuk kaynak suyundan yapıldı diyor
Gün batımı, Bulutlar gerilere doğru yoğunlaşıyordu
İlerleyince, esmerin karasında koyulaşıyordu
Gözlerinde buğday sarısı birışık söndü, yandı
Arı burnu miralayın işaret parmağı altında kaydı
Buradan gelecekler
Kesinlikle buradan gelecekler
Gösterdiği yeri sanki avuçlarının içine aldı
Teni,
Arıburnundan Anafartalara uzanan toprağın titremesiyle yandı
Yorgunluktan sırtı korku çağırıyordu
İki küreğini omuzlarına kaynamış sanıyordu
Yüzbaşı? ...
Yüzbaşı Ali efendi toparlanıp, kızardı
Yanmış yüzü, pürtüklanmiş gözü ışıdı,yandı
Bütün noksan yerleri toparlanmış
Şamdan,Halepten kalan parçaları dimdik ayaklanmış
Bir buluttan bir buluta biniyor, göklerde kanatlanıyor
Çanakkale toprağına yağmur olup yağıyor
Bir gecelik düğünün gerdeği, o gerdeğin gelini
O’nun gözleri, yüzünü görmediği kız…
Sevda bir bulut olmuştu gönlünde sızı,…
Buyurun Miralayım…
Kumandansın artık
24-27 ve 33 cü bölüklerle benim sağımda
Aşağı cephe, yanı başımda olacaksın
Diğer mülazımlar senin yedeklerin olacaklar
Kademeli mevzilerde seni destekleyecekler
Bir kuş öttü, kuş bir daha öttü
Cırcır bülbülü andırıyor, ezan vakti yaklaşıyordu
İnsanın toprağı, insanın karısına eştir, ayıramazsın
Uğrunda savaşmak insanı yüceltir, unutamasın
Kalemsi parmaklar, mine işlemeli tabancayı okşuyor
ÇUCUK!
Paşalara kuru fasulye! Soğuk suyu eksik etme
Biberin acılığı?
Sakın ha…
Bunlar bizim oralı değil, paşacıkları yakmayasın
İyi ki bizim oralı değiller!
Bencağız üç koca paşa, onca biberi nereden bulurum?

O anda sabah ezanı başladı
Dünya susmuş, ezanlar başlamıştı
Sesi güzel olan ezana karışıyordu
Geri alınamazı, engel olunamazı
Özgürlüğe kavuşmuş, hür olmuş bayramıyla
Yerle gök arası, bütün boşluğu dolduruyor
Bu sular beşyüz yıldır, bu ezanlara yıkanıyor
Ölüm şurada bir yerde,kaşla göz arası bir çizgiyi gösteriyor
Miralay? paşalarla son hücumu konuşuyor
Ezanlar bayrak, bayrak dalgalanıyor
Cepheden cepheye, köyden şehre ulaşıyordu…
Zaman su akışında şırıldadığı
Bir cennetleşme vaktı oluyor
Saros körfezine doğru yağmur olmuş
Gelibolu sırtlarını ayağa kaldırıyordu
Esselatu hayrul minennevm…Esselatu hayrunminennevm
Allahu Ekber, Allahu Ekber..
La ilahe illallah…

Hüseyin Kotan
Kayıt Tarihi : 28.3.2006 20:10:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hüseyin Kotan