gel şimdi sevgili,
uzan sırma karası saçlarınla, dokununca titreyen dizlerime…
hasbihal edelim dursun zaman
kapat şimdi gözlerini
kocaman bir beyaz perde
sen ve ben
işte bu bizim hikayemiz
cennetten bir köşe
bir nisan günü bak
yeşil çimlerden bir uçurma havalanıyor gök yüzüne,
her renk sanki rengarenk
mavi öyle mavi ki kıskanıyor bulut
kıskanıyor güneş
gülücükler uzanıyor binbir çiçekten semaya
gözlerimiz ışıl ışıl
bir damda mutluluk göz yaşım iniyor tam yüzüne
bir nisan günü bak
bir ses işitiyorum bütün kalp kafesimi dolduruyor
çektiğim havadan daha berrak
içim içime sığmıyor
yoksa ben yeniden mi doğuyorum
görünce gözlerini
tutunca ellerini ellerime bir haller oluyor
sarmaşık gibi karamsar dünyam
tepeden tırnağa güneşle doluyor
sen le doluyor bir nisan sabahı
uçurdukça uçuruyorum uçurtmamı
kuşlarla yarışıyor
nasıl özgür nasıl görsen
derken;
sabahın beşinde çalar saat başucumuzda
gözlerin gözlerime değiyor o yastığın kollarında
kayboluyor gözlerin gözlerimde
tatlı bir tebessüm
cennetin provası gibi
haydi kalk yar
asıl yarin huzuruna duralım el pençe
sevsin bizi
razı olsun
alsın elele cennetine
ard arda temizleniyor madden bedenimiz
nur oluyor elimiz
yüzümüz nura yelken
içimizde bir inşirah canlanıyor
‘La ilahe illallah Muhammedun Rasulullah’
Vakit sabah vakit seher
Bütün alem tesbihte
Biz elpençe huzurda
Ben önde arkada sen
Haydi ‘Allahu Ekber!
Kıyamdan rükuya
Secde derken tahiyyata
Selam verip meleklere ve aleykümselamsa tamamla duayla
Aksın göz yaşları Rabbin sevdası ile elele
Sevsin ya bizi
Razı olsun ya bizden
Elele seyrettirsin ya cemalini cennetinde
Yok ki daha ötesi mutluluğun
En zirve işte ta burada
Avuç içlerimizdeki dua da yar…
Açalım kelamı kadimden satırlar
İlim ilim bilmekti ya
Kendinden de öteyi bilmekti
‘oku’ idi kainatın tılsımını bize açan
Kulak verip Mü’minun suresinin 14.ayeti kerimesine;
“Sonra o nutfeyi bir alaka olarak yarattık, sonra o alakayı bir mudga olarak yarattık, sonra bu mudgayı birtakım kemikler hâlinde yarattık, sonra bu kemiklere bir et giydirdik. Sonra onu başka bir yaratılışla (insan olarak) meydana getirdik. İşte yaratanların en güzeli olan Allah, ne yücedir! “
İlahi fermanının tam ortasında bulduk kendimizi…
Göz geldik, bakıştık süzdük birbirimizi tepeden tırnağa,
Aynı anda dilimizden şu sözler süzüldü
Süphanallah, maşaAllah, Allahu ekber, Elhamdulillahi ala külli hal…
Ne güzel tefekkürü bir derstir bu,
Dünü geçen, yarına senedimiz olmayan, hakiki ömrümüzü yaşadığımız andı işte
Cennet meclisinde ilim sohbeti gibi
en büyük saadeti hane
tutup ellerinden çekip kendime usulca
kenetlensin eller şimdi
koca bir gün bekler bizi
ocakta çay var hatun yumurta benden
doldur demli olsun tavşandan santi kan
olsun mu yumurta arada rafadan
çeçil koy yanına yağı içinde zeytin
kızarmış ekmeğin
bir de güzel gözlerin
kahverengi gözlerin
yer sofrası bu kuralım bağdaşı
sen çay doldur ben sana sevda
sen yarim de ben
söyle ömrüme ömür diyim
sen bak bana
ben yanayım sana
baktıkça iyice sevdalanayım kana kana
bir lokma yemek
iki lokma sen bana sevmek
var iken sen soframda
isterse olsun kuru ekmek
tut elimi gel bak
uçuyor martılar vak vak
dinle sesi
yerler ıpıslak
rahmet var rahmet
ıslansın ayaklarımız dize kadar bereket
alma şemsiyen
kaldır başını göğe
bir sana bir bana insin ılık ılık
söyleyelim bir şarkı
bağıra çağıra
utanmak yok yar
duyan duysun gören görsün
durmasın dünya etrafımızda dönsün
nasılda iniyor yağmur sanki delindi göğün
nasıl özgür olurmuş insan bilir misin
aklını kaybettiği gün
ben o günü yaşıyorum işte
bilmem ki akılda neymiş
sen varsın ya
yağmurun arkası aydınlık çalar maviye
koş yarim koş
savur ayaklarını baştan sona
dağıt suları tekme tokat atarcasına
sokaklar bizim
cadde bizim
memleket bizim
han bizim
can bizim bizim
sensiz ben mecalsizdim
gel şimdi kurutayım saçların
örgüler yapayım
övgüler dizeyim saçın sırmaların
arasına al yüzüm ellerin
sanki son günüm dünya
ömür bir gün son bulur ya
bulsun bulacaksa solsun kollarında
var ol son anıma kadar sen yanımda
kaçma gel yakalarım seni
sarayım tüylü yastıklara sereyim seni
dökeyim başından aşağı beni
emi,
bir ömür benimle hep böyle oyna
gel uzan uzadıya kollarıma
anlatayım masallar sana
kalkma sakın kal öyle
film var şimdi televizyonda
siyahı beyazdan yana
beyazı sanki siyaha boya
bak aşkım
Sadri Alışık Belgin Doruk
Arada gidiyor yayın bu böyle bozuk
Saat bilmem gece kaç buçuk
Sahne duygusal bir iki gözyaşı
Filmden haberim yok
seyrettim seni hep
Düşmeden yanağına göz yaşın
Siliyorum aniden
Sürüyorum yüzüme
Dinsin sinsin iyice tenime
Sokul şimdi iyice
Göğsüm sana tek hediye
Daldın uykuya aşkım diye diye
Aç gözlerin şimdi yarim
Bak pencere açık
Doğmuş ay şimdi ondördü
Dikkat dur
Gelmişler misafir bize iki kumru
Can benim
Can senin
bak huzurla şimdi
sen benim
Ben senin bir ömür boyu..!
Kayıt Tarihi : 18.1.2025 13:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!