Kabul olunduğu gün cennete,
Hani şu kendisine vaat olunan,
Hani şu altlarından ırmaklar akan nimete,
Gönlüne bunca aşkı
Ve coşkuyu sığdırabilme kabiliyeti ihsan edilerek içeri alınan
Zira aşağı hayatta ne bedeni ne cismi kaldırır bunu
Hani orada ne aç kalmak vardır ne çıplak
Hani orada sadece meleklerden selam almak,
Kolunda altın bilezikler, üstünde ipek elbiseler
Rabbin seni cennete koydu
Çıldırmamak için kalbini dışarıda bıraktın hani
Ölüm var ölüm! ebediyete ilk bilet
Ölüm var, var mı öte ebediyet
İlk gün şimdi, zamanın ve mekânın ötesinde
Önceki gün yok, yarın yok ama ilk gün yine de
Kuş sesleri hiç duymamışım kadar muazzam
Hiç susmamışlar gibi tanıdık
İbrikler, sürahiler, kadehler
Ne kadar göz alıcı ve nasıl bir şahanelik
Ne kadar değersiz bir fevkaladelik
Sana ait gözlerin seni arayışında
Ölüm var ölüm! Bitecek fani bekleyiş
Ölüm var, hayata hayat ekleyiş
Zaman bir hülya, ömür bir rüya
İnsan uykudadır, ölünce uyanır
Senden gelip sana dönen o yolun vuslatı
Bir uyanış değil bir diriliş olmalı
Tüm perdeler kalktı bugün
Her yer ne kadar berrak ne kadar da uykusunu almış ruhlar
Her yer ne kadar yeşil,
Ölüm var ölüm, göğermek gibi
Ölüm var bir kapıdan çıkıp bir dünyaya girmek gibi
Ölüm var gökyüzüne merdiven dayayıp sonsuzluğa ulaşmak
Ölüm var, Ölen var, öldüren var, var mı daha sonsuz aşk?
Kayıt Tarihi : 17.8.2022 23:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.