Sur üfledi melek içime doğru
Bin yıllık uykudan kalbim dirildi
Açıldı mezarın büsbütün bağrı
Ruha hayat için telkin verildi
Çürümüş tahtalar,bozulmuş lahit
Kimbilir kaç sevda vebâli taşır
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
'Buyurduğu gibi tıpkı nebinin
Cennetin üstünde ana ayağı'
Yüreğinize sağlık abi her zamanki gibi çok güzel bir şiir yazmışsınız kutlarım....
Kutluyorum ve senin güzel yüreğinden öpüyorum Mehmet'im.
Selam ve dua ile.
Devir Hz. ıbrahim devri...
Zalim hükümdar Nemrut da kötü adam...
Halka öylesine zulüm ediyor ki, onun yaptığı zalimlikleri siz hayal bile edemezsiniz...
Zulüm sadistlik boyutunun da ötesinde...
Tanrınız benim diyor...
Tanrı olarak bana tapmıyorsanız, Tanrınız gelsin de sizi elimden kurtarsın diyor...
Ne yapsa etse de halkı Hz. İbrahim 'in dininden bir türlü döndüremiyor...
Sonunda bir çukur kazdırıyor ki dehşet...
Genişliği 50 metre olan dipsiz bir çukur...
Üstüne demirden geniş bir köprü yaptırıyor...
Çukurda bir ateş yakıyor ki kor alev...
Ateşin etkisiyle demir köprü oluyor kıpkırmızı...
Bana inanan çukurun yanından geçsin, İbrahimin Tanrısına inanan bu köprüden geçsin diyor...
Ben bana inananları bu ateşten koruyup çukura yedirmiyorum, İbrahim'in Tanrısı da köprüden geçenleri benim kullarımı koruduğu gibi korusun da görelim diyor...
Olay vahim...
Canı tatlı gelenler, imanlarını satıp Nemrut'u Tanrı edinip ona tapmaya başlayarak bu vahim olaydan kurtuluyorlar...
Ancak iman sahipleri dinlerinden ölüm bahasına da olsa dönmüyorlar...
Başlıyor millet teker teker köprüden geçmeye...
Ama ne mümkün elli metrelik kıpkırmızı nâr olmuş köprüden karşıya geçmek...
Daha on metre gidemeden erimiş ayaklarının acısıyla köprüden ateşe atlıyorlar...
Atlıyorlar, atlıyorlar, atlıyorlar...
Sıra genç bir kadına geliyor ve yanında da 4-5 yaşlarında bir oğlu var...
Bakıyor ki kadın kendisi de oğlu da imkânsız geçemez bu köprüden, yanmaktan kaçış yok...
Yanında getirdiği bıçağını çıkartıyor hiç tereddüt etmeden iki memesini de kesiyor ve oğlunun ayaklarına bağlıyor memelerini...
Oğlu o memelerin üzerine basa basa selâmetle karşıya geçiyor..
Anne de orada muhteşem bir imanla ruhunu teslim ediyor...
Evet...
Nemrut'u bu olaydan sonra lânetliyor Allah ve Nemrut'un sonunu getiren asıl olay da ne putlardır ne de başka bir neden...
Doğrudan bu olaydır...
Peygamber efendimiz bu hikâyeyi anlattıktan sonra, 'cennet anaların ayakları altındadır' diyor...
Tebrikler kardeşim, güzel şiir olmuş.
Selamlarımla.
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta