Cennetin Kokusu
Kulaklarım eskisi gibi görmüyor
Perde düştü sanki kulaklarımın üstüne
Gözlerimde bir misk kokusu
Cennet gibi, kestiremiyorum
Ağzım, burnum hiçbiri düzgün çalışmıyor
Ne burnum tat alıyor yemeklerden
Ne de ağzım kan pompalıyor bedenime
Ellerimi uzatıyorum, ne bir ses ne bir seda
Ve kalbim,
Ah kalbim ne oldu sana böyle
Uzatıyorum kalbimi sana
Hissetmek istiyorum;
Ellerini, saçlarını ve yüreğini
Dokunamıyorum
Kalbim karıncalanıyor sürekli
Acaba geceleri üstüne mi uyuyorum?
Nedir bu hissizliği,
Bu kimsesizliği,
Nedir bu kalbimin ortasındaki yara
Peki ya parmaklarım
Kim söktü onları kalbimden?
Hadi kalbimi söktüler,
Hadi yüreğimi deldiler,
Hadi kopardılar gönlümü
En derin yerinden
Peki ellerim,
Ağzım,
Burnum,
Kulaklarım,
Gözüm,
Ne oldu bana böyle?
Nedir bu halin yüzüm?
Kim bu aynadaki?
Biri söylesin kim?
Kırıldı kalemim,
Tükendi sözüm
Neden beş duyu derler
Kalpleri mi yok bunu diyenlerin
Oysa en büyük duyguların esiri
Aşkın kahrını en çok çeken
Geçen zamana inat bekleyen
Adı geçince dalgalanan, titreyen
Kalplerimiz değil mi?
Beş duygum helak
Altı yönüm firak
Yedi gün var
Ve hepsi aksak
Sekiz, dokuz, on
Sadece sayı mı
Belki de bir çay bahçesinde
Şöyle boğaz kenarı
Etrafımızda ötüşen on bir küçük serçe
Hep bir ağızdan selamlıyorlar
Hep bir ağızdan aynı nağme
Sırf sen mutlu ol diye
Sırf sen gül diye
Sırf ben
Ah, sırf ben mahcup olmayayım diye
İçlerinden biri konmuş masanın kenarına
Sana yalvarmaklı, sana ağlamaklı
Bırakma öyle
Uzat ellerini bak işte
Bir huzur geldi kondu önüne
Al ellerine artık
Bak dayanamıyor,
Yüreği yetmeyecek
Aç ellerini
Daha fazla dayanamaz tut
Bak kalbi durmak üzere
Son ötüşleri belli ki
Çırpınıyor gözlerinin önünde
Dayanmıyor küçük yüreği, düşüyor yere
On birin ardından,
On bin figan ediyor diğerleri
Bir kasvetli hava
Artık ötmüyorlar sana
Her biri bin damla yaş döküyor
Her damlada ayağım kayıyor
Bari benim tut ellerimden
Bak tutunamıyorum
Düşüyorum boğaza
Boğazın serin sularına
Hep olmam gereken yermiş gibi
Şiirlerime kulak veren yârmış gibi
Boğazıma kadar battım
Bu sana son seslenişim
Bakma öyle
Uzat ellerini yüreğime
Hiç mi yok merhametin
Derinlerde bi yerde
Son bir nefes
İşte batmışım
Sahilde hala yüzünü görüyorum
Ölene kadar gitmeyeceksin anlaşılan
Her yer karanlığa bürünüyor
Bu aşkın katili sensin
Uyanıyorum
İnsanlar, cinler, melekler
Hepsi bu kâbusa ağlıyor
Kuşlarda ağlıyor en çokta serçeler
Ben de ağlıyorum
Damla damla
Ne olmuş gözyaşıma,
Neden kırmızı,
Neden dinmiyor yaşları kulaklarımın?
Bir ilacı yok mu bu dertlerin
Bir merhem verin
Süreyim kalbimin ortasına
Bir sevgili verin
Bir yâr verin
Merhem olsun yaralarıma
Bir yâr verin
Rehber olsun elime, ayağıma
Bir yâr verin
Deva olsun kâbuslarıma
Tutsun kalbimden, dokunsun
Düşerim, yanımda olsun
Kalkarım, yanımda olsun
Ölüm geldiğinde
Başım, dizlerinde olsun
En son
Onun gözlerini göreyim
En son
Onun sesini duyayım
Onu hissedeyim en son
Derinlerden bi yerden
En son,
Son bir defa,
İçime çekeyim kokusunu
Kabirde özlerim yoksa
Cennetin kokusunu
Kayıt Tarihi : 30.12.2020 22:47:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Halil Sipahi](https://www.antoloji.com/i/siir/2020/12/30/cennetin-kokusu-2.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!