Parmaklarımın ucunda gizledim hep,
Önüne sereceğim, kırmızı halılarını yüreğimin.
Uzatıyor, dokunuyordum.
Gizlerime, gizlediklerime.
Bir varsın, bir yoksun...
Bir dağsın, bir yoksunluğumsun...
Yoksunluğum, kendimle savaşlarım oldu sonra.
Seni, kendime anlattım.
Anlatamadıklarıma da,anlattım
Dalgalarımın köpüğü oldun, denizimin.
Oynaştın, sebiler gibi çakıl taşlarıyla
Bir bir topladın yüreğinin taşlarını,
Kocaman deryanda kaybettin,
İnce sızlayan iniltilerini de.
Derinliğine bıraktın acılarını,
Güneşin sıcaklığını bekledin hep,
Isıtmayacağını bile bile,
Onca derinliklerde.
Ama bekledin...
Güneş olmayı aklından bile geçirmedin.
Sıcaklığında erimeyi göze alamadı,
Vurgun yemiş yüreğin...
Sen, sakın üzülme, üzülme...
Senli güneş de doğacak bir gün.
Mağaralar gibi inleyen,
Dağlar gibi haykıran,
Başını taşlara vuran derenin,
Sessiz haykırışında bulacaksın kendini
Ve ben cennet yüreklim...
Sana, o en bildik notalarımla sesleneceğim.
Üzüldüğümde de üzülme sakın.
Bilmediğim türkülerde, sana seni söyleyeceğim.
Bilmediğim notaları, besteleyeceğim sana.
Cümlelerini kuramadığım, sözler yakacağım sana.
Ve kendimi, kendimle sunacağım sana...
Kayıt Tarihi : 19.7.2005 12:40:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
ve kendimi kendimle sunacağım sana....
Gönlün hep iyilikleri yaşasın....:=)
Saygılarımla
TÜM YORUMLAR (2)