Cennet Kapısı Hakkari Hatırası

İsa Erkol
112

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Cennet Kapısı Hakkari Hatırası

CENNET KAPISI

17 Ağustos 2011 – Çarşamba

Dünü, 15 Ağustosun sessiz gerginliğinin ardından evimde dinlenerek geçirdim. Evdeyken ilk aldığım haber Hakkari vali yardımcımıza Çukurca yolunda yapılan saldırı idi. Bu saldırıdan Vali yardımcımız ve meslektaşlarımız yara almadan kurtulmuşlardı.
Akşam olunca ailece görüştüğümüz arkadaşımızda çay içmeye gittik. Günün ikinci haberi burada gelmişti. Gelen bir istihbarata göre bir saldırı bekleniyordu. Tedbirli olmamız yönünde uyarılıyorduk. Bu haberin üzerinden kısa bir süre geçmişti ki… Büyük bir patlama. Ardından lojman önünde koşuşturmalar. Hemen balkona çıkmıştık, nöbet kulübesine bakmak için. Orda bulunanlarda arka tarafa koşturuyorlardı. Lojmanımıza ses bombası atılmıştı. Şükür ki zayiat yoktu.

Bu gün sabah mesai başlar başlamaz gelen haberle yıkıldık. Hakkari çukurca karayolunda hain pusu. Patlatılan bombalar atılan roketler ve susmayan silahlar. Netice 8 şehit. 8 eve yine ateş düştü. Yine ateş düştüğü yeri yaktı.
Askeri hastanede görev aldık. Ambulanslar gelip gittikçe içimiz ürperiyordu.

Herkes suskundu. Bu ortamda ne konuşulabilirdi ki. Ambulansların acı sirenleriyle hastaneye her girişinde ayaklanıyorduk, şaşkın şaşkın bakınıyorduk. Dişlerimizi sıkıyor içimizden ağlıyorduk…

Buraya sadece yaralı olanlar getiriliyordu. Şehadet şerbetini çoktan içmiş olanlar buraya uğramadan yine ambulanslarla Tugaya gönderiliyordu.

Yine bir ambulans geldi. Demir kapılar açıldı. Koşuşturmalar…. Kapısı açıldı. Gözlerim içeriden çıkacak yaralı askeri aradı… Ama içeride 3-4 siyah poşetin dışında bir şey yoktu. Askeri doktorlar poşeti açıp kapattıktan sonra aracın kapısını kapatıp tugaya yönlendirdi. Çünkü poşet içerisinde şehitlerin vücut parçaları vardı. Hangi vicdan dayanabilirdi ki bu görüntülere. Doktorlarda ağlıyordu. Hemşirelerde ağlıyordu.

Sonra birden büyük bir kalabalık… Yaralanıp buraya getirildiğini öğrenen korucu yakınları. Gerginlik çıkarıp hastaneye girmeye çalışıyorlar. Biz engel oluyoruz. Hastane yönetimi ağlayarak açıklama yapıyor kalabalığa. Şu an acımız büyük. Çok şehit verdik. Bizi anlayışla karşılayın. İçeride bir korucu var, durumu iyi. Sadece iki yakını girip görebilir diyor. Ama herkes girmek istiyor. Zor da olsa buna müsaade etmiyoruz. Çünkü içeride bir sürüde Mehmetçik var. Büyük bir kalabalığın içeriye alınması doktorların işini zorlaştırırdı.

Sürekli yeni haberler alıyoruz. Yeni bir patlama daha. Sonra bir yenisi. Sonra bir yenisi….
Şehit ve yaralıların burada olan aileleri koşaraktan geliyorlar hastaneye… Koşaraktan ve ağlayaraktan… Burada olmayanların ise evlerine ateş düşmüştür bile…

Bu gün hafızamdan silemeyeceğim anlarla doluydu. Çok acıydı. Canımı yakıyordu. Elimizden dişlerimizi sıkmaktan ve dua etmekten başka bir şey gelmiyordu.

‘Allahım Zalime fırsat verme’

Sağa sola adımlarken acil girişindeki bir kapı dikkatimi çekti. Kapının Üzerinde CENNET KAPISI yazıyordu. Meraklandım. Ne olduğunu kestiremedim. Ne olabilirdi ki orası. Bu kapının ardında ne olabilirdi. Gidip baksam diye geçirdim içimden. Ama şu ortamda bunun sırası değildi…
Az sonra bu merakımı gözyaşlarım içinde giderecektim. Yine dişlerimi sıkaraktan, ağlayaraktan…
Yaralalı olarak gelen bir Mehmetçiğin Şehadet şerbetini içtiğinde o odaya alındığında anladım ki orası morgtu, orası Cennet Kapısıydı…
Ruhunuz Şad olsun…

İsa Erkol
Kayıt Tarihi : 16.12.2011 14:38:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İsa Erkol