artık
günler..
gecelerden de karanlık,
kara bulutlar ardında,
saklanır güneş..
denizler,göller,nehirler ağlıyor.
yüzleri solgun,
şelaleler çağlamıyor,
eskisi gibi...
kurumuş göz pınarları,
suları durgun..
havada..
ne bir kuş cıvıltısı,
nede kanat çırpıntısı,
sararmış güller,bülbüller suskun.
geceler mehtaba,
yakamozlar ışığa hasret,
kumsallar ıssız ve yorgun.
artık yok..
yok artık yok..yok..!
ağustos’larda ateş böcekleri,
pembe kayalıklarda,
deniz kızının sülieti,
küsmüş,paylaşmıyor eskisi gibi
insanlarla sevgisini...!
şimdi...
haberler var her kanalda,
dakika dakika her saat başı.
birde..
raga..raga raga..
bol eğlenceli,roman havalı,
eğlence,izdivaç programları
kimin umurunda,şehit anaları
akıtılan onca göz yaşları.
yeterki gelsin reyting rekorları.
yeterki dolsun o kirli cüzdanları..!
bu akşam..
canlı yayında,
canlı canlı bomba sesleri..
Alevler..
umutlarımızı örten o siyah dumanlar
önce
çok sayıda yaralı
sonra...
hemen yayın yasağı
Ve..
birgün sonrasına,
çoktan hazırlanmış şehitlerimizin mezar taşları.!
onlar...
musalla taşlarında
kanlarıyla son abdestini almış
nur içinde yatan Cennet'in çocukları..!
06.01.2017 Berlin_________________Mahmut M. Özdemir
Mahmut Mücahit ÖzdemirKayıt Tarihi : 6.1.2017 10:56:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

nefessiz kalıyoruz değerli şair...içimiz dışımız kararıyor bu haberleri izlerken...
ve ben bir kere daha nefret ediyorum siyasetten siyasilerin ulu orta ezberlenmiş sözlerinden...
hiç kimsenin hakkı yok çocukları soldurmaya...
anlamı akışı gerçekliğiyle kocaman bir şiirdi...
gönül dolusu tebriklerimle..
Saygı ve sevgiler...
Ateş düştüğü yeri yakıyor. Bir yanda vur patlasın çal oynasın, diğer yanda şehit cenezeleri diziliyor sıra sıra... Anaların, babaların, yüreğine kor düşüyor. Eli kınalı gelinler dul, çocuklar yetim kalıyor. Kimin umrunda?.. Yozlaşan, etrafında olup bitenlerle ilgisini alakasını kesen toplumun bu başkalaşımının derdi yine duyarlı insanlara kalıyor. Bu gidiş, bu vurdumduymazlık, bu aymazlık hayra alamet değil elbet de. Lakin bu uyuşmuşluktan toplumu çekip alacak, silkeleyecek, kendine getirecek duyarlı insanlar çıkmalı. Gazetecilere, televizyonculara, tarihçilere, sosyologlara, psikologlara, araçtırmacılara, edebiyatçılara iş düşmekte...
Vatan topraklarından fersah fersah uzakta olsa bu tezatı gören, dertlenen değerli abim Mahmut Mücahit Özdemir'e teşekkür eder, yazın hayatının devamını dilerim...
Selam ve Sevgi ile...
Yaşadığımız toplumsal anların duyguları şiir dilimize kendiliğinden yansıyor... Bu kadar acı, savaş, çıkar, çirkinlik arasında güzel şeyler yazmakta zorlanıyor insan... Çünkü o anda ruh hali buna izin vermiyor...
İşte böyle bir şiir...
Savaşın en masumu çocuklar... Ama ne yazık ki en ağır bedelini ödeyenler de onlar... Küçücük bedenleriyle büyüyorlar savaşın içinde bıraktıkları acılarla... Bu kadar tertemiz canların yeri de belli tabi şairin gönderme yaptığı gibi....
Günceldeki acıları işlediğiniz duygulu şiirinizi ve sizi kutlarım Mahmut Bey... Saygılarımla....
Paylaşımınız için teşekkürler.
TÜM YORUMLAR (22)